24 Aralık 2024 Salı

KARANLIĞIN GÖLGESİ VE 1963

 

Doğma büyüme köylüyüm! Göbekten  hem de. Kaç göbek oldu ki?. Osmanlının kuruluşundan bu yana. Göbek hesabı nasıl oluyorsa. Köyün, köylerin tutkunuyum kardeş.  Adam “şuranın yerlisiyim” diye övünürken,  ben “köyün yerlisiyim” demekten çekinirsem, saçlarım uzasın!.

Rahmetli babamın birkaç ön dişi noksandı. Dişciden de korkardı. Noksan dişleriyle öldü gitti. Ardında, adından bahsettirecek küçük hikayeler bırakarak. “Bakkal Dayı” diyende olurdu,  “yanış dayı” diyen de. “yanlış” diyecekken  dişlerin gazabına uğrayan “le” harfi düşer “yanış” olarak ağzından çıkardı rahmetlinin. Anlaşılırmıydı, anlaşılırdı.

Ben de yerel ağızla konuşmayı severim. Birazda dilimin yereldeki alışkanlığı canım....  “Yazcen” derim mesela.. veya “gitcen”.  Neyse o işte. Adam yerliliği fark ettirecek ya… Soydan soptan “köylüyüm” kardeş.  Eksik olan ne ? veya fazlası?  Bazıları bu işleri takıntı haline de getiriyor. Sosyal alanda kendilerince kaç kişi, kaç sülale kaldık anketleri… Üh hü!!. Gülüyorum ben. Kime?.. Kendilerinden saymayıp,  kümenin içinden, dışından hesabı yapanlara. Adamlar ortak özellik yöntemi kullanarak bile seni beni içlerine almayacaklar. Bu millet, köylü millettir o kadar. 

Köyler bu ülkenin zenginliğidir. Hazinesi, kültürü, müzesi, anı defteridir anı. Bakma sen ufak tefek duruşlarına. Kentlerin baş koruyucusudur yeğenim. Savunmanın, milli mücadelenin alası kırsaldan başlamıştır hep.

Muhabbeti bu türden açınca, kırılsam da, kırmak istemeyişimin prangası parmaklarımın ucuna yapışıyor.  O yüzden, Kumaçukur tarlasında sabanla çift sürerken sıkışınca çiziye yatıp kalkmak bilmeyen, anamın da; “huylu bu huylu” dediği Kabak öküzün  davranış sosyolojisinden  bahsetmek daha  zevkli oluyor.. Kırma, kırılma kaygısı yok en azından. Öyleyse bizim köydeki okulun yapılış hikayesini anlatayım en iyisi. Bizim köye ilkokul 1963 yılında açılmıştır. Balıköylü Kazım Toy abinin anlattığına göre  değişik yer önerilerinden sonra Alagöz Ahmet’in muhtarlığı döneminde okulun şimdiki yerinde tarlası olanlara orman arazisinden yer verilerek  yapılmıştır. Çevre duvarları imece usulü çocuklarında gayretiyle bin bir emekle, oflaya,  puflaya, göbekleri sıngıltada sıngıltada tamamlanmıştır.  Bizim toplumumuzda iş başlayana kadar zordur. İnsanları bulunduğu noktadan hem beden hem kafa olarak kımıldatdınmı korkma!.  Köye  gönderilen ilk öğretmen Samsunlu  zorunlu askerlik hizmetlisi Ziraatçı Mustafa Piral’dir. İkinci olarak, öğretmen okulu mezunu Trabzonlu Şerafettin Turan’dır. Ondan sonra ekil öğretmen Hasan Yıldırım  görev yapmıştır.

Yeni pınarın yanından okulun avlusuna kadar öküz arabalarıyla taş çekilerek,  kaldırım döşenmiştir. Çocukların okul yolu çamurdan kurtarılmıştır.

Her yapılan yeni şey insana huzur verir. Fakat  27 Mayıs 1960 askeri darbesinin  birkaç yıl sonrasına denk gelen zaman diliminin  toplum düzeyine yansıyan kendince sıkıntıları olmuştur.  Hatta köyde ilk defa açılmış okulda  bile aksayan  yönler ancak sonradan  fark edilebilmiştir. İlk defa okulla buluşan yaşları ilerlemiş kız çocukları için sevincin kendisi olmuştur.  1963 eğitimsizliğin derinliğinden kurtuluşun yılıdır.  1947 yılında imzalanan Amerikan Marshall Yardımı kapsamında her sabah okuldaki çocuklara süt tozları sulandırılıp kaynatılmak suretiyle  içirilmiştir. Çocuklar sahiplendirilerek okul avlusuna kavak ağaçları dikilse de bu ağaçlar daha sonra temizlenmiştir. Köyün ilkokulu bitiren ve içinde okuma arzusu yüksek olanlar, on kilometre mesafedeki  Değirmisaz ortaokuluna yayan gidip gelerek eğitiğm hayatlarına devam etmişlerdir. Bu devam edişle karanlığın gölgeleri yıkılmıştır. Ülke genelindeki taşımalı eğitim sistemi kapsamında  okul kapatılmıştır.Sağlıcakla..

Hiç yorum yok: