İŞ DELİSİ- TÖM TÖM AKILLI
Şu anam bitirim kadınmış vesselam. O olmasa yazıya başlamam da bitirmem de zor. Ne zaman anıları yoklayıp karıştırsam anam çıkıyor ortaya.
Benim koşturuşlarıma bakıp bakıp, belki de uyarma ihtiyacı hissederdi kim bilir. ‘Bak hele’ diyerek seslenir “İş delisi olma” diyerek uyarısını yapardı. Hay Allah!
İş delisi olmamın kime ne zararı var? Faydası var kardeşim! En azından üstüme ıhılırılan(yıkılan) işi itirazsız yapiyorum. Ama anam tembihleyecek. “O kadarını söyleyeyim ben sana, yeri gelir anlarsın” diyerek sözün derinliğini artırıp, anlam gücünü katmerleştirecek. Kaytarıp dinelenleri gördükçe uyarma ihtiyacı hissediyor aslinda tam olarak. Sana kayış atıyorlar demenin usturuplusu.
Trakyalının hesap, ben alışmışım çalışmaya Aga! Boş duramam, tembellik candan bezdirir beya!..
Git Ada mesirelik alanına, bir çul parçası at çimenin üstüne gölgenin şekline göre seril yeğenim!. Kocaçayda vıraklayan kurbağa seslerinden esinlenerek derlediğin ne kadar türkü varsa mırıldan. Çevrede koşuşturan çocuk seslerinin şamatasında dünyadan ilişkini kes. Kes kardeşim.. Düşünerek üzme kendini! Yaa, öyle mi? Yeşil çimenlerin arasında hasbelkader bitmiş sarıya meyilli çiçekte kanat çırpan arı bile umurunda olmasın. “Yorma kendini!”!.. Anam demişti. Kamu adına iş yapan çoğu insan da anamın dediğini diyor ve öylede davranıyormuş zaten. Benim için, yaşarken ölüme rıza göstermek bu kardeşim. Tembellik benim zorluğum.. O kadar. Yapamam birader. İş delisiyim ben, birazda abdal.. Kimine göre de enayimişim enayi! Bazı şeylere bön bön bakışım biraz da bu yüzden herhalde…
Köylerde çoğu toplumsal iş, imece usulüyle görülür. Bu tür iş görme biçiminin doğrusu Angaryadır. İşi görene de angaryacı denir. Halk dilinde bazı kelimeler şekil değiştirerek Angare- angareci şeklini alır. Angareci, kendini yormadan yoruluyormuş hissinde iş görendir. Günlük hayattaki abdest bozma sayısı bile artar angareci olunca böylelerinin. Sıvışmak, zamanı öldürmek, kaytarmak için bahane abdest bozma.. Bu kandırmacayla vakit geçmez vakit! Bak bu noktada anamın dillendirdiği bir atasözü daha aklıma geldi. “Hinayetlikle baykuş onmaz” derdi. Her birimiz angareci kimliğinde iş görecek olursak yürümez işler yeğenim! Varsın yorulayım ben. Varsın işin delisi olayım. Varsın uyanıkların enayisi olayım sevgili Anam. Bana böyle kimlik yüklerken kimileri; içimde bir huzur, bin huzur, yüreğimde bir dinginlik bir dinginlik, Ühhü! Sorma gitsin.
Başarı çaba gerektirir. Başarı bilgi gerektirir. Bilgiyi edinmenin yolu da gayretten geçer. Terlemeden ekmek yutulmazmış.
Rahmetli Necip Fazıl; “Bazı insanlar alçak gönüllüdür. Bazıları ise alçak olmaya gönüllüdür” Özverili olmak birazda işimizin delisi olmaktan geçer cancağızım. Başarılı olmanın yolu bilgili olmaktan, gayretli çalışmadan, özveriden aynı zamanda değerli insan olma yolunda adım atmaktan daha da önemlisi sevmekten geçer.
Angareci tavrında hareket etmek, gönüle ait zenginliklerden de uzaklaşmak demektir. Maddi zenginlikler evlerimizi, gönüle ait zenginlikler içimizi süsler.
Hey gidi gönül Hey!
Hey gidi anamın iş delisi, hey gidi uyanıkların enayi diyerek yükseldikleri adam!
Yorgunluktan gocunmadan güzelliklerin en güzellerini yüreğinde toplayıp yazıya vurarak armağanmışcasına ortaya seren töm töm akıllım, sana sevgim rast gele değil bunu bil! Çalışmak ibadetmiş! Sağlıcakla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder