28 Mart 2013 Perşembe

SEVDA YÜKLÜ KERVANLAR



Âşıklık gönül dünyasını yoran, yıpratan işlerden biridir. Sevda yüküdür omuzlarınıza yüklenen. Peşinden koştukça yorgunluktur. Gerçek âşıkların dinginliğinden, gönül rahatlığından bahsetmek esasen zordur. Bu yüzden âşıkların ömrü yenilgiler yumağıdır aslında. Eğer âşıksanız galibiyetten bahsetmek neredeyse imkânsızdır bir diğer yandan. Âşık olanın kovaladığı bir Şirin’i mutlaka vardır.  Şirin’in peşinden koşanlar dertlidir. Geceleri uykusuz, gündüzleri kaygıdır. Uykusuzluk ve kaygı hali asla kayıtsızlığı değildir. Şirin idealdir, hedeftir. Şirin aslında bencilce bir duyguda değildir. Bu ideal; güzelliğin, doğruluğun, hakkın, hukukun,  topyekun gönülde yatan toplumsal sevdanın sembolüdür.  
Şarkı ve türküler bizi, hatta demek isteyip de diyemediklerimizi dillendirir. Bakın bir şarkımızın sözleri nasıldır ve neleri anlatır.

Sevda yüklü kervanlar
Her gün kapından geçer
Aşk şarabı içenler

Senin derdine düşer.

Bu sevda kervanına yüzeysel bakmak yanılgıya düşmektir. Bu sevda kervanının peşine düşebilmek herkesin harcı da değildir aslında. Maddenin fizikselliğinden etkilenip sevdalandığını sananlar, âşıklığı sadece bundan ibaret sayanlar ancak yalancı âşık olarak adlandırılabilir.
Oysa aşk söyletir dert inletirmiş. Âşıklar aslında yalnızlık içindedirler. Bu yalnızlığı yüreklerindeki çırpınan bülbülle gidermeye çalışırlar çoğu kez. Gariplik ve mahzunlukları bu yüzden hat safhadadır.

Bu han garip yatağı
Bülbül derdim ortağı
Aşkın söyletir beni

Feryat feryat..

Maddenin fizikselliğine tutkun olanlar; bu feryattan, bu aşktan, bu sevdadan anlayabilir mi? Derinliğe inebilir mi? Onlar ancak maddeyi ele geçirmenin kurnazlığını keşfetmiş bedavacılardır. Gerçek âşıklar azınlıkta kalınca istilalar hat safhaya çıkar. Bu bedavacılar gerçek âşıkları bile katletmenin hesabına düşerler. Ah ki ah!

Sevdan öyle zor imis
Düşmeden bilemezsin
Eller erdi murada
Ben ermedim murada

Bu han garip yatağı
Bülbül derdim ortağı
Aşkın söyletir beni

Feryat feryat..
 
Şarkının sözlerinden de anlaşılacağı üzere sevdalanmak zor iştir. Zorlu tercihtir. Murada erememe gibi pek çok kaygıyı, gönül yangınlarını içinde barındırır. Belki de bedavacılara göre aldanışıdır aşığın. Üstelik âşıklar, ancak âşık olanların gönlünde yaşar. Kimi de azgın denizlerde kaybolup giderler. Bazen dağlar engelidir âşıklığın. Aşmak zordur dağ olan dağı.  Feryatlarıyla delmeye kalkar kimi zaman. Bu feryadı bile boğmaya kalkanlar hep olmuştur olacaktır da. Maddenin fiziksel yapısına aldananlar gerçek âşıklar karşısında öfkeden değirmen taşı gibi dönerler.  Bu öfkeye eklenen sert fırtınalar bir tür kıyamet yaşatır insanoğluna. Hey ki hey!.. Vay ki vay!..
Diyeceğim o ki; sonunda murada erememek olsa da,  kapısının önünden sevda kervanları geçerken bedavacılığa soyunan yalancı aşıklara yuh olsun.. 
Dünya da sevda sürgünü yapmaya yeltenseler de,  ben sevdalarımın tutkunuyum. Biliyorum ki bu sürgün ben ve benim gibileri daha da özgürleştirecek, gerçek âşıkların çoğalmasını sağlayacaktır.  Benim aşkım aldanma değil,  hakikattir. Ya sizin ki? Sağlıcakla..


Hiç yorum yok: