1 Ağustos 2021 Pazar

ZURNANIN DELİĞİ

 


 

Sıkıcı bir hafta sonu. Altmış bir yaşın verdiği birikim, deneyim ve enerjiye rağmen boş ve boşlukta hissetme hali var nedense.

Ajanslar da ormanlarımızdaki yangın görüntüleri. Of, offf! Can sıkkınlığına sebep olan tam da bu konu herhalde. Ne yapabilirimin yanında hiçbir şey yapamamanın iç darlığı bendeki biraz da..

İyi ve güzel şeyleri paylaşmak, yaymak iç huzuru veriyor insana.. kötü şeyleri….

Üç beş gündür buğday hasadıyla uğraşıyorum. Bu vesileyle köyün arazi ve arazi yollarında dolaşma imkânı oldu. Toprağın ve ormanların kokusunu ciğerlerime çekme fırsatı da yakalamış oldum. Bu arada birçok gözlem yapma imkânı da doğdu insana ve doğaya dair.

Köy geçişlerinin ayrım noktaları içki şişeleriyle dolu be kardeşim. Kimler içer, nasıl içer, ne vakitler içer bilmem ki..  o noktalara yaya gelmekte imkansız be ya. Mutlaka araç ister o noktalara ulaşmak. Yani şişeler o noktalara merkezden araçla gelmiş olmalı. Bunları tüketenler yine aracıyla yollarda. Zurnanın kaç tane zırt dediği nokta ortaya çıkıyor bakar mısınız.

İçkiyi içince akıl gidiyor akıl. Sağlıklı düşünme ortadan kalkıyor, davranış bozukluğu zuhur ediyor. Kime ne dersin, kime laf anlatırsın? Yola çıkana nereye, niçin, neden gidiyorsun gibi bir sürü soruyu sormak düşüyor aklıma. Bu tür soruları sorunca da adımın zorbaya çıkmasından korkuyorum ben. Vallahi basarlar yaygarayı.. uf uf! Birileri özgürlük derken bu kadar zarar ve tehlikeyi içinde barındırma hakkını da kendilerinde görebiliyor olmalı.

Meramımı, hissedişlerimi tam olarak anlatamamanın çaresizliği de bungunluk yaratıyor durduk yere..bu bungunlukla daram daram daralıyorum işte.

Ormanların yandığı gün topyekun doğa ölüyor,  iklim ölüyor iklim. İnsanlık ölüyor usul usul. Hayaller ölüyor cancağızım.

Tam olarak hafta sonu yaşama hayalleri kurarken gördünüz mü iç daraltımı? Gelip gelip göz önüme dikiliyor yanan ağaçlar, zarar gören yapılar, börtü böcekler, kamlumbağalar, kuluçkaya yatmış kuşlar. Onlar ki tam olarak gönül labirentimin görünmez gücü ve enerjisiydi. Ah ki, ah!

Her birey kendisinin polis ve jandarması olmalı be kardeşim. Attığı her adıma yaşam biçimine dikkat etmeli. Bu ülkenin havasını soluyan, suyunu içen, ekmeğini yiyen herkes tertip ve düzen içinde olmalı. Yaşamı seven insan zamanı boşa ve haytalığa harcamaz. Daha iyiye, daha güzele..  El birlik huzura koruyup kollayarak, gelişerek ,geliştirerek erilir.

Ormanlarım yanarken huzur ve sükunda olmam imkansız. Huzur ve sükunumun bozulmasında kim ya da kimlerin dahli varsa… ahlarım üzerine olsun…diyeceğim çok şeyim varda diyemiyorum yine de…

Dağlar benim varlığım, ormanlar ilham kaynağım. Korumak kollamak görevim. Ya sizin..

Sağlıcakla.