Zemherinin karı yağdığı zaman
Üşütür vücudu yel bizim köyde
El ayak çekilir titrer beden de
Kaderini yaşar kul bizim köyde
Yüksekten uçardı arı kuşları
Haneler boşaldı kaldı dışları
Dillerde bir ağıt gurbet kuşları
Kapandı kapılar bel bizim köyde
Dede bayırında çıkılmaz yokuş
Düşünce kar etmez yoktur bir çıkış
Geçmişe göz atsan yapsan da bakış
Yatağı kuruyan sel bizim köyde
Ormanlar ağlaşır dağlar ağlaşır
Uzaktan uzağa kalpler pırlaşır
Kimsesiz meydanlar çomar hırlaşır
Çiğdem boyun bükmüş kel bizim köyde
Süslerdi dağları çiğdem sarısı
Koşardı toprakta kızı karısı
Kekik boyanırdı dağın arısı
Ocak çoktan söndü kül bizim köyde
Evler sessiz başındadır dumanı
Çoktan öldü sürülerin çobanı
Bu gidişin olur mu ki amanı
Daha da yeşermez gül bizim köyde
Sütleri güveçte kaymak tutardı
Harman yerlerine buğday atardı
Bulgur sergisinde nöbet tutardı
Maziden bir yaprak dil bizim köyde
Çoban Çeşmesi’nin yanıyor özü
Mevsimler tükendi görüyor gözü
Yüreğinde topaklanmış bir sızı
Baharlar yaşanmaz bil bizim köyde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder