6 Ocak 2022 Perşembe

AN MI, SON MU?


Keyifle mutluluk arasında hassas doku bağı mutlaka var. Keyiflenmek aynı zamanda mutluluk mudur? Bu soru karşısında duraksıyor, düşünmek zorunda kalıyor insan. Düşündükçe farklı şeyler olduğu kanaatine varıyorum şahsen ben. Veya düşüncelerim bana öyle hissettiriyor, ne bileyim. Belki de yanılıyorum. Yanılsam da hissedişlerimi paylaşma ihtiyacı hissediyorum yine de. Paylaşmadan doğruyu işaret edecek kimi ya da kimleri bulurum bu kış günü.

Büyük aile şeklinde yaşarken; babamın tabiriyle “horanda”  sofranın başına toplandı mı, babamın gözleri parlardı. Kaşık şakırtısı akşam alacasının melodisi olurdu. Yemek sonrası köşe yastığına sırtını yaslayan babamı, demli çayını yudumlarken dünyanın en huzurlu insanı olarak görürdük. İçinde yaşadığı günün şükrümüydü, günü kurtarmanın keyfimiydi yoksa gerçek bir mutluluk muydu? O günler, bunları düşünme yetisinde değildik ki. Olmasak da anılar toplamışız gün gün. Anılar da böyle dönüp dönüp, önünüzde harman olunca, bir bir inceleme, ayırt etme ayrıcalığını yaşıyorsunuz. Sevinçle hüzün bir arada süzgeçten geçiriyorsunuz. Şükür ki şükür!. Ya geçirme imkan ve fırsatınız olmasaydı?....

Bazen sokak aralarında dolaşırken oyun oynayan çocuklara bile sorarım, “mutlu musun?” sözle tam ifade edemeyenler kulaçlarını açarak oranlamaya çalışırlar. Çocukça çocuğun bile bir cevabı oluyor bu soruya. Cevapsızlıktan iyidir yine de.

Babam çayını yudumlarken yaşadığı gerçek bir mutluluk muydu, geçici bir huzur halimiydi? Bu huzurun arkasında içinde yaşadığı gerçek duygular ve hissedişler neydi acaba. Çocuklarının ya da onun tabiriyle horandanın istikbali için hangi kaygı ve ruh halini taşıyordu içinde. Kestirmek zor. Bunları edindiğim tecrübe ve birikimle, tahmin ederek yorumlama kolaycılığına düşüyorum. Tecrübe, tahmin ve birikimlerimin ortaya koyduracağı söylemlerin ilmi şeyler olmayacağı kesin.

Bazı şeyler gerçeklerden uzaklaştırarak anlık keyif duymasına sebep oluyor insanın. O an geçince gerçekle yüz yüze kalabiliyorsunuz. Yani gerçek mutluluk olmuyor kardeşim. Yaşam içinde hayatın değişken birçok yönleri var mı var. Bugün sağlıklıyken yarın ne olacağınız belli değil. Bugün varlıklıyken yarının garantisi yok kardeşim. Önümüzdeki ihtişamla, varlıkla, sağlıkla, kudretle, makamla, mevkiyle, etiketle keyif içinde görünebiliriz. Fakat, mutluluktan bahsetmek gerçekten zor. Sonrasında ne olacak belli değil ki! Son için kaygılanabiliyorsan ihtimal dahilinde mutluluk.

Yaşadığımız hayat içerinde vatan ve milletimiz için güzel şeyler yaptık mı, hayırlı evlatlar yetiştirdik mi, sahip olduğumuz değerleri sonuna kadar koruyabildik mi, son anımızda çocuklarımız başucumuzda mı, musalla taşına konduğumuzda cemaat gür bir sesle “ iyi biliriz” diyebilecek mi? Gerçek mutluluk son anlarımızda gözümüzün parıltısından anlaşılacak bir şey değil midir? Gerisi anlık yaşadığımız keyiften öte geçmeyecek şeyler sanırım.

Uzun lafın kısası sonuç önemli sonuç! Bu nokta da rahmetli Sabancı gözlerimin önüne dikiliyor. Sözleri kulaklarım da çın çın ünleniyor. Dünya benim olsa ne yazar, çocuğuma bir ayakkabı giydiremedikten sonra demişti. Sağlıklı olmaya işaret ederken, güvenilir insan olmayı da öğütlemişti.

Anın keyfini yaşarken, sonucu gözden kaçırmamak lazım herhalde. Anılar, anılar!.. Sağlıcakla.

Hiç yorum yok: