3 Ocak 2022 Pazartesi

G-A-G-A!

 


Hayat ibretlik hikayelerle dolu. Oku oku bitmez, yaz yaz tükenmez. Okusan n’olur, yazsan n’olur ? Bilmem! Bilmediğimin bilmezliğinde yuvarlanıp gidiyoruz işte. Çocukluğumda gaga!  dedim mi herkes anlardı ne demek istediğimi. Şimdi gırtlağımı yırtsam nafile… uf, uff!

Yazsamm! Okuyan kim ki? Anlatsam; parası olmayanın bile kurun, faizin, piyasanın derdine düşmüş olmasından kafayı kaldıran yok.  Ben de kendi ukalalığımda yazmaya çalışıyorum yine de. Yazdıklarım bestseller arasına girerse sakın şaşırmayın emi! Öyle eften püften şeyler yazdığımı  düşünme yanılgısına da kaptırmayın kendinizi. Yazdıklarımın nerelerde nasıl yer verildiğini gördüğünüz gün utanırsınız. Göstere göstere yazıyorum, okuyorum ve de paylaşıyorum gözünüze sokarak. Hatta üstüne basarak söylüyorum bak, okumazsanız u-t-a-n-ı-r-s-ı-n-ı-z!.. Sonra yazdıklarımın size çok faydası  olur kardeşim. Hele söylediklerimi, ühhü! şurup diye içseniz yeridir.

 Ezmek, ezilmek buna denir işte. Bazıları yüksekten örüyor örgüsünü. İki doğru bir çalma, bir ters bir düz. Bu örgü içinde utanıyor, sıkılıyor, bunalıyorsunuz da bungunluğunuzu hatta hissiyatınızı dışa vuramıyorsunuz. Çünkü yüksekten örenlerin! gözünde bir hiçsiniz kardeş.

Bilirim ki itici olmanın en kestirme yolu ukala olmaktır. Kimileri için ukalalık ekmek kapısı gibidir. Belki de arsızın ekmeği bir dilim fazla olur diye bu yüzden denmiştir. Bilinir aslında da, bile bile göz yumulur nedense. Of of!

Her şeyi bildiğini iddia edenler, en iyisinin kendileri olduğunu söyleyenler; bilmediklerini anlayamazlar yeğenim! Sen onların gözünde fasülye sırığı olmaktan öteye geçemezsin yine de. Çünkü öyleleri eşsizdir.  Daha bilinen tarifle tamı tamına hint kumaşıdır hint.

“Deliyle deli olunmaz” diye tembihlerdi anacığım. Şimdi örgüsü yükseklere takılıp ukalalığa mı soyunalım yani! Anamın bu sözleri aklıma gelince utanıyorum biliyor musunuz?. Babam da kısa ve öz “uyma sen onlara” derdi. Uymaya uymaya fasülye sırığı ölçüsünde kaldık ya. Yazının bu noktasında öfke sınırımı görenler; Hadi uy! Uy! Diye tempo tutup gazlayacaklarmış hissine de kapılıyor insan. Iıh! Uymam kardeş! Boşuna ultra gazla gelmeyin üstüme. Anamın tembihi, babamın ikazı çınlıyor kulaklarımda. Eh! Ne halim varsa göreyim ben.  Sonra haftalık burcuma göz gezdirdim daha bu sabah. Kova burcu kafilesindenim ya! Alçalan taraflarım varmış. Ne olur ne olmaz uymam dedim mi uymam. !!!.

Bir de çok çabuk gaza gelenler var. Kaç beygirlik algıya sahip bilmem ki. Dokunsalar fırlıyor. Bu fırlayışla ne insanlık kalıyor ne kanun kalıyor, ne kural. Ez geç, biç geç, düz geç, sil geç. Fren devreden çıkıyor. Tut tutabilirsen. Bu da ukalalığın bir başka modeli.

İnsan hayatı, uyku zamanını çıkarsak ayakta geçirdiğimiz dilim ne kadar ki? Hesaplayın canım. Bir de ebedi hayat. Ölçüye vurmak ya da tahayyül etmek zor olmasa gerek.

Fasülye sırığıyken kavak boyunda laf etmemişimdir umarım.

Değmen benim gamlı yaslı gönlüme! Sağlıcakla.

Hiç yorum yok: