Hayat ibretlik hikayelerle dolu.
Oku oku bitmez, yaz yaz tükenmez. Okusan n’olur, yazsan n’olur ? Bilmem!
Bilmediğimin bilmezliğinde yuvarlanıp gidiyoruz işte. Çocukluğumda gaga! dedim mi herkes anlardı ne demek istediğimi.
Şimdi gırtlağımı yırtsam nafile… uf, uff!
Yazsamm! Okuyan kim ki? Anlatsam;
parası olmayanın bile kurun, faizin, piyasanın derdine düşmüş olmasından kafayı
kaldıran yok. Ben de kendi ukalalığımda
yazmaya çalışıyorum yine de. Yazdıklarım bestseller arasına girerse sakın
şaşırmayın emi! Öyle eften püften şeyler yazdığımı düşünme yanılgısına da kaptırmayın kendinizi.
Yazdıklarımın nerelerde nasıl yer verildiğini gördüğünüz gün utanırsınız.
Göstere göstere yazıyorum, okuyorum ve de paylaşıyorum gözünüze sokarak. Hatta
üstüne basarak söylüyorum bak, okumazsanız u-t-a-n-ı-r-s-ı-n-ı-z!.. Sonra
yazdıklarımın size çok faydası olur
kardeşim. Hele söylediklerimi, ühhü! şurup diye içseniz yeridir.
Ezmek, ezilmek buna denir işte. Bazıları
yüksekten örüyor örgüsünü. İki doğru bir çalma, bir ters bir düz. Bu örgü
içinde utanıyor, sıkılıyor, bunalıyorsunuz da bungunluğunuzu hatta
hissiyatınızı dışa vuramıyorsunuz. Çünkü yüksekten örenlerin! gözünde bir
hiçsiniz kardeş.
Bilirim ki itici olmanın en
kestirme yolu ukala olmaktır. Kimileri için ukalalık ekmek kapısı gibidir.
Belki de arsızın ekmeği bir dilim fazla olur diye bu yüzden denmiştir. Bilinir
aslında da, bile bile göz yumulur nedense. Of of!
Her şeyi bildiğini iddia edenler,
en iyisinin kendileri olduğunu söyleyenler; bilmediklerini anlayamazlar
yeğenim! Sen onların gözünde fasülye sırığı olmaktan öteye geçemezsin yine de.
Çünkü öyleleri eşsizdir. Daha bilinen tarifle
tamı tamına hint kumaşıdır hint.
“Deliyle deli olunmaz” diye
tembihlerdi anacığım. Şimdi örgüsü yükseklere takılıp ukalalığa mı soyunalım
yani! Anamın bu sözleri aklıma gelince utanıyorum biliyor musunuz?. Babam da
kısa ve öz “uyma sen onlara” derdi. Uymaya uymaya fasülye sırığı ölçüsünde
kaldık ya. Yazının bu noktasında öfke sınırımı görenler; Hadi uy! Uy! Diye
tempo tutup gazlayacaklarmış hissine de kapılıyor insan. Iıh! Uymam kardeş!
Boşuna ultra gazla gelmeyin üstüme. Anamın tembihi, babamın ikazı çınlıyor
kulaklarımda. Eh! Ne halim varsa göreyim ben.
Sonra haftalık burcuma göz gezdirdim daha bu sabah. Kova burcu
kafilesindenim ya! Alçalan taraflarım varmış. Ne olur ne olmaz uymam dedim mi
uymam. !!!.
Bir de çok çabuk gaza gelenler var.
Kaç beygirlik algıya sahip bilmem ki. Dokunsalar fırlıyor. Bu fırlayışla ne
insanlık kalıyor ne kanun kalıyor, ne kural. Ez geç, biç geç, düz geç, sil geç.
Fren devreden çıkıyor. Tut tutabilirsen. Bu da ukalalığın bir başka modeli.
İnsan hayatı, uyku zamanını
çıkarsak ayakta geçirdiğimiz dilim ne kadar ki? Hesaplayın canım. Bir de ebedi
hayat. Ölçüye vurmak ya da tahayyül etmek zor olmasa gerek.
Fasülye sırığıyken kavak boyunda
laf etmemişimdir umarım.
Değmen benim gamlı yaslı gönlüme!
Sağlıcakla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder