30 Ocak 2022 Pazar

DERNEKLER VE SEVGİ

 


 

Sevgiden hep bahsederiz de tarif etmekte zorlanırız.  Sözlük anlamını verecek olursak ilgiyle birlikte bağlılık diye tarif ediliyor kısaca. Bir de aşk var aşk! Çoğu kez sevgiyle aşkın birbirine karıştığını gözlemek mümkün. İç içe gibi görünse de aralarında derin ayrılığın olduğu kesin.

Aşk beğeniyle başlar hayranlık noktasına ulaşırmış. Sevginin oluşması için bir süreç mutlaka gerekliymiş. Oluştuğu vakit de büyüyebilen bir duygu, karşılıksız ve çıkarsız olmalıymış.  Aşk ise geçici, zamanla kaybolan bir duygu haliymiş. Sınırları belli, insanın  hormonal kimyasına bağlı bir yanı varmış.

Sevgi ve aşk söz konusu olunca çeşidini sayılarla sınırlandırmak zor bir alan. Kişiye göre dal ve kollara ayırmak mümkün. Sıralamaya kalksak yazıya sığdırmak gerçekten zor. Böyle durumlarda öykü ve masallar can simidi oluyor insana.

 Görsel medyada meşhur hocalara öyle ilginç sorular soruyorlar ki, sevginin gerçekliğine varıyor bazen ucu. Demek ki gerçek olan olmayan diye de ayırt edici başlıklar atmak gerekiyor herhalde.

Bir gün bilge birine sormuşlar. Sevginin sözünü edenlerle, sevgiyi yaşayanları nasıl ayırt edebiliriz?

-Bakın göstereyim demiş bilge. 

Bir grup insan çağırıp sofralar hazırlanmış, sıcak çorbalar önlerine konmuş. Her birinin eline de boyları bir metre olan kaşıklar verilmiş. Bir metre boyunda olan kaşıklarla hiç biri çorbayı içip karınlarını doyuramamış.

İkinci grup aynı tasarımla sofraya oturtulmuş. Kaşıklar yine aynı boyda kaşık. Çorbaya kaşığını daldıran, karşısında oturana uzatıp içirmiş. Velhasıl her biri diğerini doyurmuş.  

Yüreğinde gerçek sevgiyi oluşturamayanların aç ve açıkta kalması muhtemeldir. Seviyor/muş gibi yapıp aldatmaya yönelenlerin gerçek niyeti er geç belli olur kardeşim.

İlçemizde iki yüzü aşkın kurulu dernek bulunduğunu sanıyorum. Herkes kendi alanında kurulu belki ama yüz bin nüfuslu bir ilçede her beş yüz kişiye bir dernek düşer. Derneklerin hemen hepsinin  tüzüğünde; sosyal, kültürel, ekonomik yardımlaşma dayanışma, geliştirme gibi önemli konular vardır. Fer fert derneklere bölüştürsek nüfusu ühhü! Bitmemiş sorun kalmaz sorun. Her fert her yönden gelişmiş olur.  Gördünüz mü zurnanın zırt dediği yeri. Böyle sevgi mi olur. Böyle bakış mı olur. Böyle yaklaşım mı olur?  Böyle duruş mu olur? Sokaklar başkandan geçilmezken herkes kendi kayıtsızlığının koskosluğunda birader.  Başkan desinler yeter! Yetmemeli kardeşim.! İnsan içinde yaşadığı toplumu, dahası bu vatanı seviyorsa, sevgisinin gereğini yapmalı. Koltuğun kuruluğunda kalan başkan ya da başkanların bu topluma ne faydası olur ki! Hizmet odaklı, çözüm odaklı dernekler mutlaka var. Onları tenzih edip teşekkürlerimi de sunmak isterim. Biraz kıpırdamak, silkinmek, göze değer işlerin faaliyet raporlarını da görmek istiyor gönlüm. Sorun çözme, bir çok güzel işleri yapacağına dair tüzüğünde söylemleri olanlar şahsiliğin değil toplumsallığın derdine düşmeliler. Vazifemiz ne olmalı diye derin derin düşünmeliler. İstişare kültürünü kendi aralarında yaygınlaştırıp sevginin zenginliğine bürünmeliler. Kendi mumlarını birer birer yakmalılar. Yoksa zaman öylesine gelir geçer. Sağırlaşan baştan fayda umulmaz. Bir şeyler yapmak kıymet vermektir. Sağlıcakla

Hiç yorum yok: