23 Ocak 2022 Pazar

ÇIKRIK SESİ

 


 

Şehirli şairlerin çoğu Anadolu’yu ve Anadolu insanını dışarıdan ve dış görünüşüyle görüp değerlendirmişlerdir. Fakirlik ve sefalete ideolojik yağlarda sürerek işlemeye çalışmışlardır. Bu bakış Anadolu insanının gerçek duygularını tam olarak temsil etmeye yetmemiştir.

Anadolu insanı ruh zenginliği, sevgi,  merhamet, samimiyet, içtenlik, doğallık, kahramanlık ve insanlık açısından derin birikimlere sahiptir oysa. Milli mücadelenin en canlı örnekleri bile kırsalda vuku bulmuştur.

İletişim ve etkileşim kanallarının artmasıyla saydığımız bu değerlerden uzaklaşma görülse de pek çok değer yaşamaya devam etmektedir. Bu topraklara çocukluğu bulaşmış pek çok insan bunu hemen fark edebilir. Çocukluk yıllarının hayat tecrübesinden ilham almayan kişilerin görüş ve düşüncelerinde çok şey eksik kalır cancağızım.

Bulunduğu ve yaşadığı yere derin duygular besleyen, körelmemiş duygularla hizmeti görev belleyen herkesi yürekten alkışlıyorum kardeş. Laf olsun diye demiyor, yüreğimin derinliğinden gelen duyguyla selamlıyorum üstelik.

Şehirli şairlerden bu noktaya nasıl geldi diyenler olabilir. Olur mu olur. Mesele bir yerden girip bir yerden çıkmak gerekiyor. Bu giriş çıkışlarda Anadolu insanının toplumsal değerlerini hatırlatırken, yitirdiklerimize parmak basmaya geliyor iş.

Ortak kullanım yerlerimize halk sahiplenirdi halk! Temizliğini, bakımını, koruyup kollamasını halkın kendi yapardı.  Sırf hayra bulaşmak adına yolların tamir ve bakımında kendiliğinden çalışan insanlar olurdu. Camiler, çeşmeler, meydanlar, yollar, köprüler say da say. Evin önü, dükkanın önü, sokaklar uf uf! Bu işlere sahiplenen o kadar az insan kaldı ki..

Bugünlerde kar yağıyor ya.. Allah bereketiyle versin. Yokluğunu göstermesin. Herkes en kolayında. Nasılsa kapısının önünü bir temizleyen bulunur. Köy yollarını, nasılsa bir açan bulunur. İmkanı olanlar birazcık ucundan tutsa.. Iıh!.. ucundan tuttuğun şey senin hayatını kolaylaştırıp güzelleştirmekle kalmayacak genele yansıyacak. İnsan yaşadığı yere kapalı kalır mı?  Kalmamalı. Son yıllarda ne hikmetse kalmaya başladı nedense. Toplumsal işler, insanların kendini, içindeki duyguyu sergileyeceği yerlerdir. Kuru kuruya vatan, millet, bayrak, sevmek lafları yetmez bizi biz yapmaya. Tüm bunlara yüklediğimiz değeri eylemlerimizle ortaya koyma zamanıdır bazı anlar.

Karlar yağdı ya.. herkes karlı resimler paylaşmanın telaşındayken, kurumlar yolları açmanın, tuzlamanın telaşında. Görevleri o mudur? Elbette..1804 kilometre kare içinde her yere aynı anda yetişmek mümkün mü?  Yetişmenin de bir süresi var. Ya azıcık sabır, ya da işin ucundan azıcık tutmak lazım. Ucundan tutma heves ve arzusunda olanlar, yaşadığı yere kapalı kalmayanlar hemen kendilerini gösterdi dün. Traktörüne küreyici takıp erinmeden yolları açma gayretine düştüler. İsim isim yazmayacağım belki ama teşekkürü çoktan hak ediyorlar. Anadolu insanının inceliğini gösterdiler bize. Unuttuğumuz değerlerin yolunu hatırlattılar. Ölü yurttaş olmadıklarını gösterdiler. Ayna oldular ayna.. ayna olurlarken, bize de bu yazıyı yazma fırsatı yarattılar. Allah onlardan razı olsun.

Başkaları bizi biz olmaktan alıkoyar.  Dün alıkoymak için ellerinden geleni yaptılar, bugünde devam ediyorlar. Biz de inadına biz olmak, değerlerimizi, hissedişlerimizi yitirmemek için uyanık durmalıyız. Anadolu insanı çıkrık sesine alışıktır. Yardımlaşma ve dayanışma ya da. Bu alışıklığını sürdürmelidir. Sağlıcakla

Hiç yorum yok: