Şehirli şairlerin çoğu Anadolu’yu
ve Anadolu insanını dışarıdan ve dış görünüşüyle görüp değerlendirmişlerdir.
Fakirlik ve sefalete ideolojik yağlarda sürerek işlemeye çalışmışlardır. Bu
bakış Anadolu insanının gerçek duygularını tam olarak temsil etmeye
yetmemiştir.
Anadolu insanı ruh zenginliği,
sevgi, merhamet, samimiyet, içtenlik,
doğallık, kahramanlık ve insanlık açısından derin birikimlere sahiptir oysa. Milli
mücadelenin en canlı örnekleri bile kırsalda vuku bulmuştur.
İletişim ve etkileşim kanallarının
artmasıyla saydığımız bu değerlerden uzaklaşma görülse de pek çok değer
yaşamaya devam etmektedir. Bu topraklara çocukluğu bulaşmış pek çok insan bunu
hemen fark edebilir. Çocukluk yıllarının hayat tecrübesinden ilham almayan
kişilerin görüş ve düşüncelerinde çok şey eksik kalır cancağızım.
Bulunduğu ve yaşadığı yere derin
duygular besleyen, körelmemiş duygularla hizmeti görev belleyen herkesi
yürekten alkışlıyorum kardeş. Laf olsun diye demiyor, yüreğimin derinliğinden
gelen duyguyla selamlıyorum üstelik.
Şehirli şairlerden bu noktaya nasıl
geldi diyenler olabilir. Olur mu olur. Mesele bir yerden girip bir yerden
çıkmak gerekiyor. Bu giriş çıkışlarda Anadolu insanının toplumsal değerlerini
hatırlatırken, yitirdiklerimize parmak basmaya geliyor iş.
Ortak kullanım yerlerimize halk
sahiplenirdi halk! Temizliğini, bakımını, koruyup kollamasını halkın kendi
yapardı. Sırf hayra bulaşmak adına
yolların tamir ve bakımında kendiliğinden çalışan insanlar olurdu. Camiler, çeşmeler,
meydanlar, yollar, köprüler say da say. Evin önü, dükkanın önü, sokaklar uf uf!
Bu işlere sahiplenen o kadar az insan kaldı ki..
Bugünlerde kar yağıyor ya.. Allah
bereketiyle versin. Yokluğunu göstermesin. Herkes en kolayında. Nasılsa
kapısının önünü bir temizleyen bulunur. Köy yollarını, nasılsa bir açan
bulunur. İmkanı olanlar birazcık ucundan tutsa.. Iıh!.. ucundan tuttuğun şey
senin hayatını kolaylaştırıp güzelleştirmekle kalmayacak genele yansıyacak.
İnsan yaşadığı yere kapalı kalır mı?
Kalmamalı. Son yıllarda ne hikmetse kalmaya başladı nedense. Toplumsal
işler, insanların kendini, içindeki duyguyu sergileyeceği yerlerdir. Kuru
kuruya vatan, millet, bayrak, sevmek lafları yetmez bizi biz yapmaya. Tüm
bunlara yüklediğimiz değeri eylemlerimizle ortaya koyma zamanıdır bazı anlar.
Karlar yağdı ya.. herkes karlı
resimler paylaşmanın telaşındayken, kurumlar yolları açmanın, tuzlamanın
telaşında. Görevleri o mudur? Elbette..1804 kilometre kare içinde her yere aynı
anda yetişmek mümkün mü? Yetişmenin de
bir süresi var. Ya azıcık sabır, ya da işin ucundan azıcık tutmak lazım.
Ucundan tutma heves ve arzusunda olanlar, yaşadığı yere kapalı kalmayanlar
hemen kendilerini gösterdi dün. Traktörüne küreyici takıp erinmeden yolları
açma gayretine düştüler. İsim isim yazmayacağım belki ama teşekkürü çoktan hak
ediyorlar. Anadolu insanının inceliğini gösterdiler bize. Unuttuğumuz
değerlerin yolunu hatırlattılar. Ölü yurttaş olmadıklarını gösterdiler. Ayna
oldular ayna.. ayna olurlarken, bize de bu yazıyı yazma fırsatı yarattılar.
Allah onlardan razı olsun.
Başkaları bizi biz olmaktan
alıkoyar. Dün alıkoymak için ellerinden
geleni yaptılar, bugünde devam ediyorlar. Biz de inadına biz olmak,
değerlerimizi, hissedişlerimizi yitirmemek için uyanık durmalıyız. Anadolu
insanı çıkrık sesine alışıktır. Yardımlaşma ve dayanışma ya da. Bu alışıklığını
sürdürmelidir. Sağlıcakla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder