26 Şubat 2024 Pazartesi

MAHALLEME MEKTUP 14 ( Huzur, birlik, bakış, duruş)

 

Kıymetli Komşularım,

Kentlerdeki insan nüfusu arttıkça birlikte yaşama hazzı kadar güven ve tedirginliğinde arttığı merkezler haline geliyor. Bize ya da birçoğumuza uymayan yanlış kostümler bürünmüş kavramlar ortalıkta dolaşabiliyor. Doğruyu aradığımızı sanırken, yanlışın ne olduğunu sormaktan kaçınabiliyoruz çoğu kez.

Birlikte yaşamak bir kültür meselesidir aslında. Kültür, gün gün eksikleri aşma gayretidir. Mahallemizde birçok konferans, sohbet, sosyal etkinliklerle mahalle buluşmaları gerçekleştirirken eksikleri tespitle, birlikte yaşama biçimini doğru bir merkeze oturtmaktı gayemiz. Eksiklerimiz olmasına rağmen başarılı olduk mu?   Olduk çok şükür.

Yardımlaşmayı, dayanışmayı, selamlaşmayı, göz göze gelmeyi, yan yana oturmayı birlikte sevinmeyi, birlikte üzülmeyi, komşu olmayı becerdik mi?  Becerdik elhamdülillah.

Niyetlendiğimiz pek çok projenin tam ve kusursuz olması beklenemez. Eksiklerimize rağmen mahalle olarak yörede parmakla gösterilirken, dillerde övgülere layığız.  Ne mutlu!... Bundan büyük mutluluk mu olur?

İnsan evini özlüyorsa, insan birkaç gün görmediği komşusunu arayıp sorabiliyorsa, selamlaşmanın hazzını taşıyorsa,  hal hatır soruyorsa, insanlar birbirine gülümseye biliyorsa daha ne olsun… Tüm bunlar kamunun huzurunu artıran, yararını çoğaltan işlerdir kardeş.

Mahalle dediğin rastgele sevilmez ki, güzellikleri rastgele bakışla fark edilmez ki, rast gele duruşla mahalleli olunmaz ki!... Kimilerinin çöplüğü olmasına müsaade edilmez ki!.. Düşlerimizin gemisi kimilerinin hayaline sığmaz ki!...  Mahallemizin havası rastgele solunmaz ki!..

Şu ortasından akıp giden çay, birbiriyle yarışan ördekler, dalışın yarışını tutan karabataklar, mesire yerindeki ağaçların en tepesini yalayan rüzgar, ritim tutan yaprak hışırtıları, o ağaç senin bu ağaç benim diyen sincaplar.. Gör, bak, fark et, al payını kardeş. Sal düşlerini durgun  akan suyun yüzeyine…Suyun durgunluğu gitmek istemeyişindendir

Bakmasını bilmek de sanattır yeğenim! Bulgur bulgur toprağı kabartan kör köstebek kadar akça düşlerin yoksa dermansız dertlerdedir insan!..  Her komşunun bir öyküsü, hikâyesi, birliğe, beraberliğe dair güzel düşleri olmalı. Bunların olmadığı yerde kümesine tilki düşmüş tavuklar gibi olur mahalle…

Kaldırım döşeli yollar,  taşkınları önleyen beton kanallar, gece karanlığını aydınlatan ışıl ışıl sokak lambaları, parklardaki yeşilinden çimler, minaredeki alem, sıcacık evler, iç ısıtan selamlaşmalar.. iç genişleten  bakış ve duruşlar. Kıymetini bilmek, özden hissetmek gerek cancağızım.

Bazen yeni doğan çocuklara doğdukları yer ve duruma göre ad verilir. Mahallemizin adı da öyledir. Bulunduğu yerden almıştır adını. Adı anıldığında onca güzelliği çağrıştırır yüreklerde.

Gözlemelerin, un helvalarının, keşkeklerin,  aşurelerin, huzura akan konferansların, imkânı olanların imkânsızlarla buluşma noktası, huzurun ev adresi, komşuluğun dokuma tezgahı, kültürün yaşam alanı velhasıl bir güzel huzur alanı.   Huzurumuz  ve birliğimiz daim olsun Sağlıcakla..

Hiç yorum yok: