MAHALLEME MEKTUP 12 (dürüstlük,
ahlak, olmak ve ladeslemek)
Kıymetli Komşularım,
İnsanoğlu kanmaya müsait olduğu
kadar kandırmaya da meyillidir. Kandırmak insanoğlunun tercihidir. Bunun
dürüstlük olmadığını bilir, bilmesine rağmen meyleder. Meylettikçe kazandığını
düşünür kimileri. Dürüst olanları olmayanlar saflık derecesinde enayi grubu
olarak bile sınıflandırıyorlardır!
Kapana yem koyan insan, oltadaki
yemle balığı kandıran insan… örnekleri çoğalt da çoğalt. Ahlak dürüstlükte
başlar oysa.
“Kıymetli komşularım” diyerek
başlayan bu yazı daha başında kanmak, kandırmak, dürüst, dürüst olmayan gibi
kelimelerin yoğunluğuna bulaştı. Bazen meramı anlatmak böyle oluyor işte.
Olumsuzluklardan olumluya varma hali yani.
Kimilerinin çöplüğü bitmez tükenmez
bilmeyen genişlikte.. Bu çöplükten istediğini çıkarıp salmakta mahir oluyor
kimileri. Adamlar uzmanlık ihtisasını bu alanda sürdürüyorlar kardeşim!
Böyleleri pusuda fırsat kollayıp dururlar. Ağızlarını şapırtada şapırdata,
bıyık sıvazlayıp dururlar. Böyleleri ölümün dilini bilmezler ama öldürmenin
hesabını çok iyi kurgularlar.
Kim ölüyor, kim öldürüyor? İnsanlık
ölüyor, öldürülüyor, dürüstlük katlediliyor, ahlak rafa kaldırılıyor. Daha ne olsun? “Allah ıslah etsin” demekten
başka bir şey gelmiyor elimden.
Yerel seçim tarihi adım adım
yaklaşıyor. Muhtarlıklar kalksın diye bağıranlar, el cepte pozlarla
adaylıklarını açıklamanın telaşesinde. El cepte güçlülük pozu verenler diğer
yandan “ben garibanım ablalar, teyzeler” ayaklarında. Neyin pozu kardeşim bu?
Milletin karşısında her gün eğiliyoruz biz n’aber? Boynumuz kıldan ince..
Yolları yaya çok yürüdüm. Hele
çocukluğum kağnı tekerlerinin ezip un yaptığı arazi yollarında geçti. O
yolların orta yerinde insana gülümseyen sarıçiçekler gözlerimin önünde. O toza
toprağa, o yalnızlığa, o zorluğa rağmen gülümser size. Toprağın kızgınlığına
rağmen çömelirsiniz başına da duruşundan insanlığınıza çok şeyleri katmak
istersiniz.
İnsanlığına külleme düşenler,
düşürenler nasıl da şaşırtırsınız insanlığı! Mahsuni Şerif bestesi olan
şarkının sözleriyle haykırmak geliyor içimden.
“Ben insanım benden başlar asalet/Asillere
paydos, beye nihayet/Şu insanlık derde girerse şayet/Ona yar olmaktan bıktım
ise yuh!”
Aldırmayın el cepte poz verenlere.
Aldırmayın kendini ordinaryüs sanıp ahkâm kesenlere, aldanmayın seçimlik
promosyanlara, aldırmayın ben garibanım ayaklarıyla
karşınıza gelenlere. Aldanmayın insanlığına külleme düşürenlere. Kimileri hep
bir şey olmak istiyor. Gerçekten bir şey yapmak isteseler başım gözüm üstüne
kardeş. Bir şey yapmak isteyenler için o kadar yapılacak şey var ki! O olmak
istiyor. Olmak için de her yol mübah! Olacak ve toplumu ladesleyecek! Yuh Yuh!,
Yuh Yuh!......... Yuh!!!!!
Dürüstlük bireyseldir, bir
tercihtir. Sahip olanı zenginleştirir.
Ada Mahallesi gerek kurumlar
karşısında, gerek kamuoyunun gözünde bir marka haline geldiyse dürüstlük ve
samimiyetin eseridir. Dürüstlüğü yüreğine yapıştıranlar dünyanın en
zenginleridirler… Kendini açıkgöz sanan uyanıklar, alçakta olduklarını fark
edemezler. İnsanı kendini ve içinde yaşadığı toplumu geliştirme gayreti kısık
ateş gibi içimizdeki dürüstlüğü diri tutar. Yüreğim o kadar dolu ki, bu doluluk
içinde yazılar bilmece gibi mi oluyor
bilmem ki…
Sağlıcakla..
Halil Oral/ Şair yazar, Ada Mahalle
Muhtarı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder