5 Şubat 2024 Pazartesi

MAHALLEME MEKTUP 11 (cömertlik, bilinç, paylaşım, ahiret, huzur)


 

Kıymetli Komşularım,

Bir Moğol atasözü ‘Cimrinin ünü yayılmaz” der. Derdimiz tek başına ün yaymak değil topluma her yönden katkı sağlayan işleri gerçekleştirirken genele kıvılcım çakmaktı. Çakılan her kıvılcımın ekonomik bir boyutu vardı. Erinmeden göğüslemeyi görevimiz saydık, bu konuda asla cimrilik göstermedik. Mahallemizin adını dünyaya duyurduk!..

Bilim adamları insan beyninin tembelliğinden, bahsederken en az enerji sarf etmeye gayret ettiğini söylerler. Tembellik, insanın zamanı boşa harcamasından belli olur. Allaha şükürler olsun ki on senelik dönem içerisinde toplumsal hizmetleri çoğaltma, mahallemizin fiziki koşullarını üst seviyelere çıkarma açısından kurumlarımızın da desteğiyle hiç boşa vakit geçirmedik. Ortalama her aya bir etkinlik sığdırdık.  Zaman kaybının telafisi olmadığını bilerek koştuk, koşturduk. Koşmayı asli vazife saydık. Etiketlerin boşluğuna düşmeden, insani duruş sergilemeye özen gösterdik.

Etiketlerin sarhoşluğunda maaşa ağız sulandıranlara, el ovuşturanlara, türlü atraksiyon ve hayal avcılarına güldük geçtik. Onların boş hayalleri düşüncelerimizle boy ölçüşemezdi… Cami önünde cebindeki bozuk paraya el atamayanlar, toplumsal hizmetlerde kimseyle boy ölçüşemezdi. Bir düşünürün ifade ettiğine göre “Cömert olamayanlar cimri bir dilenci sayılırmış”…

Mahalleyi komple bir aileymiş gibi düşündük.  Çözülme değil, bütünleşmeyi sağlayacak her türlü etkinliği gerçekleştirmenin sevinç ve heyecanında olduk.  Bütünleşmenin yaratacağı  huzuru yüreğimizde hissederek yollar yürüdük.  Aileler arasındaki ilişkileri bütün oluşturacak şekilde işlemesine katkı yapmanın yol ve yordamlarını ortaya koyduk. Kurumlarımızla mahalle arasındaki köprünün güçlü olması için kuram ve kurallara dikkat ettik.  Denge önemliydi özen gösterdik. Dengenin arka planı; sevgi, saygı, şefkat, güven, paylaşım, hak ve sorumlulukları bilmektir. Bunların her biri diğerini etkiler. Bu dengenin mahalle ortamında kurulması bilinciyle hareket etti.

Mahallemiz adına iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin- faydalı- faydasız,  gibi değerlendirmeler yaparken, sığ düşünce içinde olanlara anlatmakta zorlandık. Sağlıklı mahalle, güçlü toplum kavramları ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu bize gösteriyordu. Mutlu mahalle, mutlu toplum arzusu ve bilincini genele yaymak için gücümüz nispetinde çalıştık. En azından mahalle insanımızı karşılıklı sofralara oturtarak göz teması ve iletişim sağladık. Mahalleli olma huzurunu aşamanın ve yaşatmanın  bilinciyle hareket ettik. “ At binenin, kılıç kuşananın” atasözünün gereklerini yerine getirmenin mantığında hareket ettik. Mesele kendi çıkarlarımız değil Hakk’ın rızasıydı. Kişisel heva ve heveslerin değil, toplumsal huzur ve yükselişin arzusu hedefimiz oldu. Bu arzumuzu yaptığımız sosyal ve kültürel etkinliklerle fiiliyata dökmenin yollarını yürüdük çok şükür. Bu işi beş duyumuzla en güçlü biçimde hissederek yürüdük hem de.. Bu işleri yaparken kendimizi dünya ile sınırlandırmadık. Ahiret ile iç içeliğimizi bilmenin idrakiyle yollar tuttuk.

Mahalleyi temsil etmenin bilinç ve sorumluğunda hareket etmenin huzuru ve  gönül rahatlığıyla, “Ada Mahallesi tek başına mahalle değil,  bahçeli konaktır” deme cesaretindeyiz.

Sağlıcakla. 

Hiç yorum yok: