25 Ocak 2024 Perşembe

MIR MIR EDİP DURAN ADAM!

 


İyilikler karşısında duygulanıp ağlar mı insan, ağlıyor.  Zulüm gören insanları görünce ağlamak yetmiyor yeğenim. Allahın güzellik adına yarattığının hikmetleri karşısında da duygu boşalması oluyor kardeş. Bu bende böyle nedense. Bu durumu ister sulu gözlülüğüme, ister yüreğimin narinliğine verin, isterseniz dünyada ne insanlar var deyip gülün geçin.. Ağlamanın tadı başkadır bazen!… Ağlanacak şeyler arar bulur beni veya ben onları bulurum. Görende Gönül Dağı dizisinin ağıtçısı sanacak!... Sansın n’olacak ki? Bir şey olacağını düşünsem dillendirmem bile.. Asla da gocunmam.

Kör köstebeğin yerin altına dişleriyle tünel kazışına bak, duygulan. Küçücük karıncanın toprak altındaki kolonilerini gör hislen. Cingil kuşunun sesindeki güzelliği fark et hayran hayran dinlerken göynül, boşal!...  Kaskara topraktan çıkan çiçekleri, alyanaklı meyveleri gör şaşır,  iki göz, iki çeşme boşal. Uf uf! Huyumu bilen annem, “bu kadar üzülüp durma, dert kapcen dert!” derdi. Kabri cennet olsun.. Hatıralara, geçmişe, düne dair ne varsa diz önüne, ağla dur kardeş. Kimine sevinçten, kimine üzüntüden, kimine şükürden.. Ağlama üzerine dizi yapılsa malzeme bol mu bol.  Allah her birimize çekemeyeceğimiz dertleri yükleyip ağlatmasın yiğidim.  Öylesine ağlamayı kimse yaşamasın! En azından temennimiz bu yönde.

Kiminin ağzını bıçak açmaz be ya! Vela havle, vela guvvete! Ölüye ağlamaz diriye gülmez derler ya. Yüreğine C60 beton dökülmüş gibi taş, taş!. Onlarda öyle tutturmuş gidiyor. Allaha yarattığı için sual mi, soralım şimdi… hikmetine bağlayıp ağlamayı sürdür.

Metalurjide metallerde böyledir. Demir der geçeriz, onlarda çimentoda olduğu gibi numarayla sınıflandırılır. Metallerdeki sertlik ve yumuşaklığın öylesine faydaları var ki! İnsanda sertleşen gönüller felaketleri getiriyor. Netenyahu veya onun gibilerde ağlamasını bilen bir gönül olsa zulme çanak tutup binlerce çocuk çığrışına ve ölümüne sebep olur mu? Ah ki ah!

Bu ahı çektikçe ben, yan taraftan birileri sigara tutacakmış gibi geliyor. Bilenler bilir, bir seneye yaklaştı sigarayı bırakmam. Allahtan kimse yok. Bu duygu yoğunluğu arasında oruç gidecek valla. Bana bu sabrı veren Allahı düşün ühhü ühhü! diye asıl gitsin.

“Komşusu açken, tok yatan bizden değildir” hadisini hatırla gel de deliksiz uykulara dal! Ya varsa? sorusu yüreğini delik deşik ederken, gözyaşını tut tutabilirsen.

Deminden beri mır mır edip duran ben kimle konuşuyorum dersiniz? Yüreğimi boşaltıyorum orta yere. Kendimi ele veriyorum bir taraftan. Bu yazıyı okuyan çocuklar sokakta ardımdan bağıracak, sulugöz, sulugöz! diye. Öf, Öf!. Vallahi terledim sıkıntıdan. Bir zamanlar dizilerden etkilenen insanlar, “ havuç mu olsun hıyar mı” sorularını sorarken, beni örnek alan sulugöz bir neslin ortaya çıkmasının artısını, eksini hesaplayabilmiş değilim.

Kiminin acılarla yarışıyor keyfi. Lafım yok…yüreğim millet bahçelerine ekilmiş çimenler kadar yeşilken,üzerinde çiğler dökülmeye çoktan hazır.

“Bok böceğine gül koklatsan  dayanamaz ölürmüş”  Ya duygusuza duygu yüklemeye kalksan!...

Bu noktada dilime türküler düşüp düşüp geliyor. Bi tanesini hadi birlikte dillendirelim!..

“-Kaleden iniş mi olur/ ham demir gümüş mü olur.?” Olacağı, olmayacağı bilmek, en azından kestirmek lazım herhalde.

Geceler uykusuz, geceler haram…. Sağlıcakla

Hiç yorum yok: