Yaşıyorum işte! Zamanı en iyi şekilde tamamlamaya çalışıyorum… Sabahları erken uyanıyorum. Herkes yatağındayken ben mahallede en az bir tur atıp, yürüyorum. Önceleri bahçe işlerine yoğunlaşıyordum. Şimdi yazmaya gayret ediyorum. Ne yazdığımı sorarsanız, hayatı, doğayı, insanları, mutlulukları, kimi zaman insanın ve hayatın aksayan yanlarının yanı sıra duygunun yoğunlaştığı yerden başlayarak durum içeren yazılar işte.
İnsanların yorduğu yerden başlayarak
dinginlik hissedene kadar. Yazarken çok daha yoğun hissediyorum her şeyi. Üzerine
bastığım toprağı, soluduğum havayı içselleştiriyorum. Kimse görmeden,
kimsecikler bilmeden çıktığım bu yolculuğu akabinde alenileştiriyorum.
Toprağa çizmeye çalıştığım resimler
yormaya başlayınca, yazmak daha kolayına geliyor insanın. Daha açık ifade etmek
gerekirse, klavyeyle sayfa arasına kurduğum bahçeleri çoğaltmanın
heyecanındayım şimdi. Biraz da kendimi ifade etmenin alışkanlığı haline geldi
diyebilirim. Bazen bir çığlık, bazen bir fısıltı. Bazen bir gülümseme, bazen bir
gözyaşı. Hayatın karmaşasında kaybolmanın kaygısı yüreğime dolduğunda yazı beni
buluyor kardeş. Belki de ben yazıyı buluyorumdur kim bilir? Kelimeler cümleler,
paragraflar bir araya gelerek duygularımı inşa etmenin gayretinde oluyorlar. Her
yazı bir adım ileri götürüyor. İlerledikçe kendimi, hayatı, insanları daha kolay anladığımı sanıyorum. En azından
öyle olduğunu düşünmeye başlıyorum. İçimde birikmişleri dışarı vurdukça ve yazı
halinde döktükçe en azından kendime geliyorum.
Yaşıyorum işte! Yaşadıklarımı yazıyorum
bir bir. Yazdıkça onardığımı sanıyorum
onca yarayı. Her bir harf, her bir
kelime türlü çiçeklerden oluşan yaprak misali dökülüyor gönül dilimden.
Tüm dünyayı ısıtan güneşin altında
okuyup yazmanın huzurlu ve mutlu anlar yaşattığını görüyor ve biliyorum. Yazdıkça,
huzur ve mutluluk doksan metrekare evin içine sığmıyor dünyanın her bir köşesine
dağım dağım dağılıyor cancağızım.
En azından yakıp yıkmıyorum. Cahilce
ve hunharca, güzellikleri katletmiyorum. Yürekleri serinletecek çeşmeler
kuruyorum yol boylarında. Elimde duygu ve düşüncenin şemsiyesiyle kötülüklere
barikatlar kuruyorum. Bunu samimiyet ve içtenlikle söylüyorum. Yazdıkça beynime
hücum edip ele geçirecek kötülükleri def ediyorum. Düşüncelerimi durulttuğunu,
korku ve korktuklarımdan beni uzaklaştırdığını hissediyorum. Hayatımı ve
düşüncelerimi yavaşlatan ne varsa silip süpürdüğünü görüyorum. En azından kendimi
buna inandırıyorum. Yazarak içimdeki ışığı çoğaltıyorum az mı kardeş.
Yaşıyorum işte. Zamanı en iyi
şekilde tamamlamaya çalışıyorum. Hissedişlerimi apaçık ortaya koyuyorum. Maske takmıyorum.
Kimseye yaltaklanmıyorum. Aldatmıyorum, Kaf dağlarına konumlanmıyorum. Mesele zamanı doğru tamamlamak olunca ötesine
berisine takılmıyorum. İş saatinin bitmesini beklercesine ama vakti doğru
kullanmanın gayretinde titreyen iç duygusuyla yazıyorum.
Yazarken, huzur ve mutluluğuma kimi zaman ürpertiler
eşlik ediyor. Bunu da doğal karşılıyorum. Kayıtsız ve kaygısızlık yanıltır
insanı çoğu kez. Ürpertiler bu yüzden
iyidir cancağızım.
Yaşıyorum işte! Her türlü duyguyu
içinde barındıran kelimeler eşliğinde. Kelimeler var oldukça sessizliğim
çoğalıyor içerimde. Cümleler bir birine eklendikçe koşturmalarım artıyor
yüreğimde. Bu yürekle hazırlanıyorum göç bildiğim göçlere. Duruşum ortada,
düşüncelerim yanımda, ne karışık ne karmaşık. Apaçık, duru ve yalın. Sağlıcakla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder