21 Mart 2025 Cuma

DOĞALLIĞIN GÜZELLİĞİ

 

Yazılarımı takip edenler bilir. “Anam” diye başlayınca yazılar, arkası su gibi geliyor. Hatta bunu sokakta rastlaştıklarımız bile dillendiriyor. Yazdıklarımın, bu yaşa kadar yaşadıklarımızın bizi etkileyen yanlarıyla ilgili sonuçları olduğunu biliyorum. Okuduklarımızın bizi etkilemesi, unutulmaz olmasını sağlaması da fert fert haz almamızı ya da almamamızın baş sebepleri arasında yine yaşadıklarımız vardır.

Yaşam bize neler sundu, neleri götürdü? Mutluluk ve acılar adına ne yaşadıksa, hangi dersleri çıkardıksa,  okuduklarımızı beğenip beğenmememizi yakından etkiler. Benimle aynı dönemi yaşamış hayattan el birlik etkilenmiş olanlar yaşadıklarının ifadesini görünce etkilenip alkış tutuyor. İster yazan tarafında ister okuyan tarafında olalım, yaşadıklarımız duygularımızı belirler. Beğenilerde bununla alakalıdır.

Hayatta önemsenecek olan değer, sevgi ve sağlıktır. Kendinizi yoklayın, sevgi sizi ne kadar kuşatmış,  ne kadar sağlıklısınız. Bedeniniz, gözünüz, kulağınız, iç organlarınız, aklınız hatta düşünme yeteneğiniz ne durumda göz gezdirin. Zenginliğinizi keşfedin. Bu keşif yeter çok şeye.

Bu yazıyı okutturan gözünüzle ilgili onlarca şükre sığının. Burnunuzun işlevini gözden geçirin. Bu bedeni kuşatan sevgi veya sevgisizliği ölçülere vurun.  Sağlık ve sevgi gibi değerlerle kuşatılmış, sarmalanmış bir beden için neden şükre sarılmamız gerektiğini çok daha iyi anlarız.

Yazının bu noktasında topyekûn herkese selam, sevgi ve saygılarımı sunarım. Martın ortasında soğuyan havanın aksine en sıcak, en dostane, en güler yüzlü, en içten merhabalarımı bu yazı vesilesiyle yeniden sunmanın heyecanındayım.

İnsanın pozitif düşünce ve duygularla kendini beslemesi kadar güzel duygu yoktur.  Bir selam sunmanın huzuru bile bana yetip artıyor yeğenim. Sabah evinizden sokağa adım attığınızda başlasın pozitiflik. Ufak tefek sıkıntıların gelip geçici olduğunu düşünün. Trafiğin sıkışıklığından dert yanmaktan öte araçların insana yaşattığı konforu ve hızı düşünün. Bu türden güzelliği hayatın her alanında karşılaştığınız meselelerin geneline her şeyden bağımsız yayın. Havanın sisine pusuna kızdıkç, güneşin varlığını unutur insan. Unuttukça, keskin sirkeli küp gibi boşa köpürür durur insan. Köpürdükçe zamanı sorunlarla boğarsınız. En azından ben böyle düşünüyorum.

İnsanın küçük mutluluklarla büyük sevinçler yaratmasından daha güzel ne olabilir ki! Üzerindeki esvaba bak.  İçine sokulduğun tertemiz çarşafın kokusunu hisset. Karnını doyuran yiyecekleri bulabilmenin sevincini yaşa. Evinde bulunan yatak odasına, oturma odasına, mutfak araç ve gereçlerine şöyle göz at. Kilerinde olan az ya da çok yiyeceklere bak. Var olan evine ve aileni gözünün önüne getir kardeşim!

Bu hayat oyununda neleri yapıp yapmadığını düşünmesini bil. Kendini düşündüğün kadar başkalarını ne kadar düşündüğünü de ölçüye vur. Sığındığınız evinizin kapısından yüzünüze vuran sıcaklığı hayal et. Çevrenizde en içten selamları alıp verdiğiniz insanların varlığına şükret. Yalnızlığınızı ortadan kaldıran, sizin düşündüğünüz gibi sizi de düşünen insanların olduğunu bilmenin huzurunu yaşa. Sokakta çiçek açmış erik ve bademleri uzun uzun seyredin. Güzelliklerini yüreğine doldurmanın düşünde kalın. Karakargaya,  uyanık kumruya bakarken içinizdeki sevgiyi çoğaltın.

Tüm bunlar sağlığın yanı sıra sevgileri çoğaltmaktır.  Hayat sevdikçe güzelleşir.

Dişiniz, başınız, sırtınız hiçbir yeriniz ağrımasın. Kimse canınızı sıkmasın, yakmasın. Siz de içinizde çoğalttığınız sevgiyle,   can yakanlardan olmayın. Size kötüler ve kötülükler dokunmasın. Hayatınızdan güzellikler eksik olmasın. Doğallığınız güzellikler doğursun. Emel Sayın şarkısında ifade edildiği gibi;  bu dünyada sevgi büyük ihtiyaç/ Herkes sevmeye sevilmeye muhtaç. Sağlıcakla..

Hiç yorum yok: