Kıymetli Komşularım,
Kentlerdeki insan nüfusu arttıkça
birlikte yaşama hazzı kadar güven ve tedirginliğinde arttığı merkezler haline
geliyor. Bize ya da birçoğumuza uymayan yanlış kostümler bürünmüş kavramlar
ortalıkta dolaşabiliyor. Doğruyu aradığımızı sanırken, yanlışın ne olduğunu
sormaktan kaçınabiliyoruz çoğu kez.
Birlikte yaşamak bir kültür meselesidir
aslında. Kültür, gün gün eksikleri aşma gayretidir. Mahallemizde birçok konferans, sohbet, sosyal
etkinliklerle mahalle buluşmaları gerçekleştirirken eksikleri tespitle,
birlikte yaşama biçimini doğru bir merkeze oturtmaktı gayemiz. Eksiklerimiz
olmasına rağmen başarılı olduk mu?
Olduk çok şükür.
Yardımlaşmayı, dayanışmayı,
selamlaşmayı, göz göze gelmeyi, yan yana oturmayı birlikte sevinmeyi, birlikte
üzülmeyi, komşu olmayı becerdik mi?
Becerdik elhamdülillah.
Niyetlendiğimiz pek çok projenin
tam ve kusursuz olması beklenemez. Eksiklerimize rağmen mahalle olarak yörede parmakla
gösterilirken, dillerde övgülere layığız. Ne mutlu!... Bundan büyük mutluluk mu olur?
İnsan evini özlüyorsa, insan birkaç
gün görmediği komşusunu arayıp sorabiliyorsa, selamlaşmanın hazzını
taşıyorsa, hal hatır soruyorsa, insanlar
birbirine gülümseye biliyorsa daha ne olsun… Tüm bunlar kamunun huzurunu
artıran, yararını çoğaltan işlerdir kardeş.
Mahalle dediğin rastgele sevilmez
ki, güzellikleri rastgele bakışla fark edilmez ki, rast gele duruşla mahalleli
olunmaz ki!... Kimilerinin çöplüğü olmasına müsaade edilmez ki!.. Düşlerimizin
gemisi kimilerinin hayaline sığmaz ki!...
Mahallemizin havası rastgele solunmaz ki!..
Şu ortasından akıp giden çay, birbiriyle
yarışan ördekler, dalışın yarışını tutan karabataklar, mesire yerindeki
ağaçların en tepesini yalayan rüzgar, ritim tutan yaprak hışırtıları, o ağaç
senin bu ağaç benim diyen sincaplar.. Gör, bak, fark et, al payını kardeş. Sal düşlerini
durgun akan suyun yüzeyine…Suyun
durgunluğu gitmek istemeyişindendir
Bakmasını bilmek de sanattır
yeğenim! Bulgur bulgur toprağı kabartan kör köstebek kadar akça düşlerin yoksa dermansız
dertlerdedir insan!.. Her komşunun bir
öyküsü, hikâyesi, birliğe, beraberliğe dair güzel düşleri olmalı. Bunların
olmadığı yerde kümesine tilki düşmüş tavuklar gibi olur mahalle…
Kaldırım döşeli yollar, taşkınları önleyen beton kanallar, gece
karanlığını aydınlatan ışıl ışıl sokak lambaları, parklardaki yeşilinden
çimler, minaredeki alem, sıcacık evler, iç ısıtan selamlaşmalar.. iç
genişleten bakış ve duruşlar. Kıymetini
bilmek, özden hissetmek gerek cancağızım.
Bazen yeni doğan çocuklara
doğdukları yer ve duruma göre ad verilir. Mahallemizin adı da öyledir.
Bulunduğu yerden almıştır adını. Adı anıldığında onca güzelliği çağrıştırır
yüreklerde.
Gözlemelerin, un helvalarının, keşkeklerin, aşurelerin, huzura akan konferansların, imkânı olanların imkânsızlarla buluşma noktası, huzurun ev adresi, komşuluğun dokuma tezgahı, kültürün yaşam alanı velhasıl bir güzel huzur alanı. Huzurumuz ve birliğimiz daim olsun Sağlıcakla..