10 Ekim 2024 Perşembe

KENDİMİZE HEDİYE

Öneminden dolayı dilime dolanan güzel sözleri paylaşmasını severim. Namus ve ahlak kazanılan para, pul hatta altından daha değerliymiş. Ya öylemi? Evet, aynen öyle kardeşim.  Namus ve ahlakın bana göre diğer adı dürüstlüktür.  Dürüstlüğün konuları arasına girer namus ve ahlak.

Bugün ihtiyaç duyduğumuz ana konular arasında en başta yer alan meseledir dürüstlük.  Füze ve bombaları, masum insanların üstüne sıkan, iletişim araçlarını bomba haline getirip patlatarak ölüm saçan hilebazlar güçlü gözükseler de dürüst değillerdir.

Dünyanın top yekûn ahlakı rastgele bir şeydir biraz da. Hatta toplumsal ahlak da öyledir. Toplumu oluşturan bireylerin fert fert duruşlarının, ahlaka bakışlarının, dürüstlüklerinin toplamıdır gerçek olan.

Dürüst olmayanların cepleri para dolu olsa da yüreklerinde huzur yoktur huzur! Huzurun olmadığı yerde mutluluk mu olur yeğenim.

Kimi insanlar kendilerince güçlülük pozu yaratmaya hatta gücün elbisesini sırtlarına yapıştırıp bayrak gibi sallamaya meyilli oluyorlar.  Basınım diyor güç gösterisi yapmaya, zenginim diyor daha fazla güç devşirmeye,  siyasetçiyim diyor hava atmaya, zincirlerin hissedarıyım diyor şişkinliğini göstermeye kalkışıyor.  İşin kolay ve havalı tarafı belki de bu. Nefsi okşayan bir yanı da  var ya değme keyfine!.. Böyle bir keyfe heveslenmediğimiz için bu keyif nasıl bir keyiftir ancak fikir yürütebiliriz. Fikri olanın aklı da yerindedir. Gerçek şan, şöhret, hatır itibar, zenginlik, güç, aşk, mutluluk, dürüst olmanın sonucundadır. Dürüstlüğün olmadığı yerde hile ve üç kağıt hortlar cancağızım. Üçkâğıt ve hile dünyayı sarsar dünyayı! İnsanlığı öldürür gün gün.

Savaş adı altında işlenen cinayetlere bakın. Helalinden kazanmak varken haramdan servet düzenleri araştırın. İnsan güçlü olmak adına dürüstlükten, ahlaklı olmaktan, gerçek olandan vazgeçer mi? Haramın binası olmaz derdi anam!  Beş harfli bu “HARAM” kelimesinin içine giren konuları tasavvur edin. Ühhüü! Say da say. Hem maddi hem manevi şeyler. Her türlü kul hakkı! Haram bile dürüstlüğün olmadığı yerde fışkırır çıkar. Esnaf olmanın en temel ilkelerinden biri de dürüstlüktür. Velhasıl her yerde, her alanda dürüstlük kardeşim. Aklıma gelmişken söyleyeyim; siyasette bile.   

Anam, küçük yalanlarımızı bile çok kolay yakalar asla affetmezdi. Yalancının mumunun yatsıya kadar yanacağını bilir, kulak mememizden tuttuğu gibi yüksek sesle üstüne basa basa dillendirirdi kulağımıza. Yalanın,  hilenin ve dürüst olmamanın çirkinliğini aklımıza şırınga ederdi.

Yalanla, hileyle, üçkâğıtla, aldatmayla, parayla, pulla veya buna benzer pek çok yolla güçlü olabilirsin, güçlü görünebilirsin hatta kâr ettim sanabilirsin. Huzuru, zor bulursun zor!

Anam aklıma geldi mi, dilimden zor düşüyor birader.  ‘Sonuna bak derdi Anam” mesela. “Allahın da bir bildiği var” derdi zaman zaman.

Gücün peşinde koşanlar dürüstlüğü terk ettikleri an, dünyanın başı beladadır.  Bugün olduğu gibi. Etrafımız kan gölü. Allah hayır etsin.

Son günlerde dünyadan gelip geçmiş “Meşhurların Son Anları” adlı kitap var elimde. Görünen o ki; bu dünyayı misafir bilenlerde göçmüş, kendilerini dünyanın hâkimi bilip daimi kalacakmış gibi davrananlarda. Hırsa, enaniyete, gurura kapılanlar da.  Nefsinin arzularına boyun eğenlerin, saltanatına, servetine, şöhretine güvenenlerin yanı sıra iyilikle, güzellikle insan olmanın değerleriyle ve huzurla ömür geçirenlerde göçmüş.  Aradaki fark, çoğunun son anlarında, yaşadıkları, izledikleri amaçta gizli.

Ahlaklı olmak, namusluca ve dürüstçe yaşam sürmek insanın kendine verdiği hediyedir. Sağlıcakla..

Hiç yorum yok: