Öneminden dolayı dilime dolanan güzel sözleri paylaşmasını severim. Namus ve ahlak kazanılan para, pul hatta altından daha değerliymiş. Ya öylemi? Evet, aynen öyle kardeşim. Namus ve ahlakın bana göre diğer adı dürüstlüktür. Dürüstlüğün konuları arasına girer namus ve ahlak.
Bugün ihtiyaç duyduğumuz ana
konular arasında en başta yer alan meseledir dürüstlük. Füze ve bombaları, masum insanların üstüne
sıkan, iletişim araçlarını bomba haline getirip patlatarak ölüm saçan
hilebazlar güçlü gözükseler de dürüst değillerdir.
Dünyanın top yekûn ahlakı rastgele
bir şeydir biraz da. Hatta toplumsal ahlak da öyledir. Toplumu oluşturan
bireylerin fert fert duruşlarının, ahlaka bakışlarının, dürüstlüklerinin
toplamıdır gerçek olan.
Dürüst olmayanların cepleri para
dolu olsa da yüreklerinde huzur yoktur huzur! Huzurun olmadığı yerde mutluluk
mu olur yeğenim.
Kimi insanlar kendilerince güçlülük
pozu yaratmaya hatta gücün elbisesini sırtlarına yapıştırıp bayrak gibi
sallamaya meyilli oluyorlar. Basınım
diyor güç gösterisi yapmaya, zenginim diyor daha fazla güç devşirmeye, siyasetçiyim diyor hava atmaya, zincirlerin
hissedarıyım diyor şişkinliğini göstermeye kalkışıyor. İşin kolay ve havalı tarafı belki de bu.
Nefsi okşayan bir yanı da var ya değme
keyfine!.. Böyle bir keyfe heveslenmediğimiz için bu keyif nasıl bir keyiftir
ancak fikir yürütebiliriz. Fikri olanın aklı da yerindedir. Gerçek şan, şöhret,
hatır itibar, zenginlik, güç, aşk, mutluluk, dürüst olmanın sonucundadır.
Dürüstlüğün olmadığı yerde hile ve üç kağıt hortlar cancağızım. Üçkâğıt ve hile
dünyayı sarsar dünyayı! İnsanlığı öldürür gün gün.
Savaş adı altında işlenen
cinayetlere bakın. Helalinden kazanmak varken haramdan servet düzenleri araştırın.
İnsan güçlü olmak adına dürüstlükten, ahlaklı olmaktan, gerçek olandan vazgeçer
mi? Haramın binası olmaz derdi anam! Beş
harfli bu “HARAM” kelimesinin içine giren konuları tasavvur edin. Ühhüü! Say da
say. Hem maddi hem manevi şeyler. Her türlü kul hakkı! Haram bile dürüstlüğün
olmadığı yerde fışkırır çıkar. Esnaf olmanın en temel ilkelerinden biri de
dürüstlüktür. Velhasıl her yerde, her alanda dürüstlük kardeşim. Aklıma
gelmişken söyleyeyim; siyasette bile.
Anam, küçük yalanlarımızı bile çok
kolay yakalar asla affetmezdi. Yalancının mumunun yatsıya kadar yanacağını
bilir, kulak mememizden tuttuğu gibi yüksek sesle üstüne basa basa
dillendirirdi kulağımıza. Yalanın, hilenin ve dürüst olmamanın çirkinliğini
aklımıza şırınga ederdi.
Yalanla, hileyle, üçkâğıtla,
aldatmayla, parayla, pulla veya buna benzer pek çok yolla güçlü olabilirsin,
güçlü görünebilirsin hatta kâr ettim sanabilirsin. Huzuru, zor bulursun zor!
Anam aklıma geldi mi, dilimden zor
düşüyor birader. ‘Sonuna bak derdi Anam”
mesela. “Allahın da bir bildiği var” derdi zaman zaman.
Gücün peşinde koşanlar dürüstlüğü
terk ettikleri an, dünyanın başı beladadır.
Bugün olduğu gibi. Etrafımız kan gölü. Allah hayır etsin.
Son günlerde dünyadan gelip geçmiş “Meşhurların
Son Anları” adlı kitap var elimde. Görünen o ki; bu dünyayı misafir bilenlerde
göçmüş, kendilerini dünyanın hâkimi bilip daimi kalacakmış gibi davrananlarda.
Hırsa, enaniyete, gurura kapılanlar da.
Nefsinin arzularına boyun eğenlerin, saltanatına, servetine, şöhretine
güvenenlerin yanı sıra iyilikle, güzellikle insan olmanın değerleriyle ve
huzurla ömür geçirenlerde göçmüş.
Aradaki fark, çoğunun son anlarında, yaşadıkları, izledikleri amaçta
gizli.
Ahlaklı olmak, namusluca ve
dürüstçe yaşam sürmek insanın kendine verdiği hediyedir. Sağlıcakla..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder