Ömür, insana verilen tek kullanımlık banka çeki gibi. Çeki nasıl kullanacağı insanın kendi istek, arzu ve duruşuna bağlı.
Zaman akıp gidiyor. Gecesi var
gündüzü var. Yazı var kışı var.
Bahsettiğimiz şeyler hep zamanla ilgili şeyler kardeş. Zamanı kullanmak
irademizle alakalı değil midir?. Doğru
kullandın kullandın, ah vah edecek,
zamanı geriye döndürecek teknoloji yok. Bu sebeple zaman dediğimiz vakti iyi,
doğru ve güzel harcamak lazım.
Eline geçen parayı doğru kullanmak,
doğru alanlara yatırım yapmak gibidir zaman. Haybeye harcarsan, eh işte sonuç
örneklerinden bildik.Sonuç kısaca hüsrandır hüsran!
Hemen hemen hepimiz biliriz
de, arada düşünmeyenlerimiz ya da
yanılgıya düşenlerimiz olur.
Hesapsızlıklar, düşünmeyişler, yanılgıya düşmeler; zamanı çalan, boşa
harcatan duruşlardır. Sonunda ah
vahların getirisi yoktur yeğenim!
İşi, düşü ve duruşu olanın şansı da
olur. İş, düş ve duruşla ilgili kaygısı
olmayanların istikamet yanlış, varış noktası
boştur, boşluktur.
Goethe; “Mal kaybeden bir şey
kaybetmemiştir. Onurunu kaybeden çok şey kaybetmiştir. Cesaretini kaybeden her
şeyini kaybetmiştir” der.
Ya insanlığını kaybeden? Uf! Uf!. Düşüncesi bile korkunç…
Son günlerde ajanslara gündem
oldu. Yeni doğan Çetesi…. Bu çetenin elemanları sözde insan. Zamanı ve imkânları
nasıl kullanmışlar, insanlığı nasıl harcamışlar gördünüz mü? Bu harcama
şeklinde; onur nerde, vicdan nerde,
düşünce nerde, akıl nerde, hak nerde, hukuk nerde? İnsana ait olan ne varsa
rafa kalkmış cancağızım. Parasal düşlerin, nefsin, şeytani duruşların, yanlış
düşüncelerin, iradesizliğin, aç gözlülüğün esaretinde zamanı nasıl harcamışlar
gördük, duyduk. Ah vah etseler, pişmanlık duysalar da nafile. Zaman aktı gitti.
Akan zaman içinde gideni geri döndürmek imkânsız. Sadece insana duyulan güveni
sarmış olmaları, tüketmeleri bile vahşice. Onlara verilen ömür denen zaman, hatta
diplomalı imkân ancak bu kadar kötüye kullanılabilir. Yazıklar olsun! Bu kadar
kötünün, kötülüğün bir araya gelebilmiş olması da ayrıca düşünülmesi gereken
mevzuu!
İnsanın korkması gereken önemli
değerlerden biri, insan olma amacından sapmaktır. Saptı mı, sapıttı mı; sadece
bu dünya değil, teee uzak gibi görünen ahret de gider kardeş. İnsan olmamız
zaaflarımız olmasını gerektirmiyor. Olsa bile; Allah akıl, fikir düşünce vermiş
emm’oğlu.
İnsanın arzusu en yakın çevresinden
başlayarak iyi insan olmaktır. Yakın çevreden; ülkeye, dünyaya katkı
yapabilmektir. İnsan; iyiliğin, güzelliğin, birliğin beraberliğin, huzurun,
hayrın anası olabilmelidir. İnsan; insanlığı kendi içinde oluşturabilmeli, bunu
da duruşuna yansıtmasını bilmelidir.
Bir veya bir kaç kötü dünyayı nasıl
kirletiyor bir yılı aşkın bir süredir Ortadoğu’da görüyoruz. Ölüm ölüm ölüyor,
öldürülüyor insanlar. Yurtlarından yuvalarından edilip, sürüm sürüm sürülüyor.
Bombalar patlıyor, evler yıkılıyor. Bu kötülükler karşısında insan olarak
bizden iltifat mı bekliyor kötüler. Dünyanın esenliğini bomba ve füzelerle ateş
edip bozanlar sadece benim eleştirime değil Allahın gazabına da
uğrayacaklardır. Kötülerin davranışlarına hayran hayran bakıp omuz verenler de
cezasız kalmayacaktır.Kimilerinin zaafları ve zamanı kullanma biçimi sadece
kendisine değil dünyanın huzurunu bozuyor durduk yere. Kendi asabını bozan
insanlar var bir de. İlaç da, doktor da
faydasız böylelerine. Zamanın bile farkında değiller ki. Velhasıl başa bela..
Zamanı ve kendini bilenlerden olmak dileğiyle..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder