13 Kasım 2025 Perşembe

KAN EMİCİ KARANLIKLAR

 

Bahar..

Bizi kurduğumuz hayallerle aldatan bahar!

Nerede başlayıp nerede bittiğini belirlemek elimizdemişcesine hayalleri süsleyen sevinçlerin sebebi..

Yepyeni umutlar ekecektik. Erken kırağıları sorunsuz atlatmanın sevincine düşecektik. Yepyeni uğraşılarla, yazlara yelken açacaktık. Yapraklarını renklerin en güzel tonlarıyla açmış ağaçların arasında bülbüllerin nağmelerine eşlik edecektik. Acı marulun, karakavuğun bile birbiriyle yarışırcasına boy atışını gözleyecektik. Kıştan hazırlığını tamamlamış tomurcukların patlayıp çiçeklenişini resimleyecektik. Her bir çiçeğin kokusunu sende belleyecektik. Bahar sabahlarında gün ağarmadan çiğden mayalar düzecektik. Yağan yağmurlarında saçlarımızın ıslanmasını bekleyecektik. Kuşların sustuğu an biz, yepyeni şarkılar besteleyecektik. Yüreğe ekilen yepyeni umutlarla mevsimleri sıraya dizecektik. Göğün maviliği, yeryüzünün yeşilini kuşatacaktı. İçimizdeki düşleri, dantel gibi işleyecektik.

Velhasıl bitmek tükenmek bilmeyen arzular hayaller olacaktı.  Hayal kurmak, kurabilmekte bir yetiydi aslında.

“Mevsim bahar olunca/ aşk gönüle dolunca/ sevenler kavuşunca/yaşamak ne güzel” baharlara konu olan şarkılardandı.

Arzulanan düşlerin, kurulan hayallerin gerçekleşme oranı önemliydi. Kimi şarkı sözleri de var ki, “baharı görmeden yaz geldi geçti” diyordu mesela. Dahası vardı, “çok güldük, Allah ağlatmasın” derdi anam.

Bahar gelse, kararan toprak bile yeşerirdi. Kuzular koştururdu en yeşil çimenlerde. Arıların gelgit hızları artardı. Romantiklerin sevdiği kelebeklerin kanat çırpışı bir başka olurdu.

Bahar gelse, çocukların sokaktaki sesleri çoğalırdı. Kimi yakar top, kimi mendil kapmaca oynardı. Çember çevirenler hızlarını artırmaya gayret ederdi. Yamacın kum kaymacında kıçtaki donun yırtılmasına aldırış etmeden kay kay yapanlar, ayrı heyecana kapılırdı.

Bahar gelse; yeni sabahların hayali kurulurdu. Geceden gördüğü rüyanın huzuruyla hatırlamaya çalışırdı geçmiş rüyaları.

Hayal kurmak güzeldi. Bu işinde bir disiplini vardı. Boşa hayal kuranlar aldatır kendi kendini. Bunun kadar üzüntü verici ne vardır. “Ah kafam, ah!” deyip dövünürsün sonunda.  Büyüdüğüne bile üzülürsün bazen. Yamacın kum kaymacında çocukça kaymaya benzemez düşlerken düşmeler! “Yaşamak ne güzel” şarkılarından, “gitmek mi zor, kalmak mı?” sözlerine evrilir melodiler.

“Bahar” dedik.. Bizi “kurduğumuz hayallerle aldatan bahar” dedik. Gelmek istediğim nokta, Sanal Kumar Siteleri.

Paçayı kaptıranlar çatılara çıkmaya başladı.  Görünen bu, görünmeyeni? Boşa ya da bedavaya hayal kuranlar boş hayallerin kurbanı oluyorlar. Hatta gerçek gizlenerek farklı senaryolar öne sürülüyor. Ana babaları yakan, ocaklar söndüren bu sitelere ulaşımı engellemek yerinde bir karar olacaktır. Yoksa karanlıklar emecek bahar düşü kuran gençlerin bedenlerini. Boş bahar hayalleri veya kolaydan köşe dönme düşleri mağlup edecek büyümüş çocukları. Hergelece hayaller yakacak bahar beklentilerini.

Bir ilkbahar sabahı, acıyla(!) uyandın mı hiç? Önlemek ödemekten ucuzmuş. Sağlıcakla.

Hiç yorum yok: