Halil Oral
İçimizde
şüpheyle korkular büyütüp durduk yıllarca. Kimi zaman Amerikan kuşatmasından,
kimi zaman küresel tehlikelerden dem vurduk. Kızdık, öfkelendik, darlandık,
daraldık. Daraltılarımıza sebebi hep başkalarında aradık. Ağustos böceği
zırıltısında birbirimize laflar yetiştirmenin sarhoşluğunda sürdü zaman.
Dalavereler öğünü oldu kimilerinin. Öğün başlarında dış kuşatmalardan söz
ederken, iç kuşatmalarına bakmadı hiç kimse.
Turizme destek
dendi, koşar adım yetişti kimileri. Tarım ve hayvancılık dendi, son sürat girdi
sıraya. Kobi, hobi dendi, ön saflara dikildi. Krizlere bayrak sallandı akşam
haberlerinde. Hak adalet dendi, boyunlar çekildi usulca. Netice battı, batırdı.
Hiç kimse kendine bakmadan, kendini sorgulamadan “küresel kriz” diyerek
haykırdı. Hay Allah!
Kendi
yarattığı krizlerden
dem vurmadı hiç kimse. Ülke için üretim dendi, istihdam
dendi. Bazıları kendisi için zırnık kopartmanın hevesine kapıldı yine de.
Herkes gücü
nispetinde kopartmaya koştu daralan vakitlerde.
Olmayan
tarlaya ürünler ekildi. Olmayan koyun sürüleri, olmayan meyve bahçeleri,
naylonları yırtılıp içinde otlar üremiş seralar çoğaldı. Olmayan fabrikalar,
olmayan ihracatlarla yüzleştik. Çok çalıştırdık az verdik. Üretirken gizledik.
Gizledikçe krizlere gebe bıraktık. Oyunlar oynandı. Oyunlar çevirdikçe
hevesleri arttı kimilerinin. Bakmadıkça normalleşti her şey.
Kriz küresel
diye haykırırken yüzleri kızarmadı kimilerinin.
Kimi vatan için ölmeyi göze alırken, kimi fark ettirmeden öldürmeyi
hüner saydı. Kimi bayramlık günler beklerken, kimi krizlerin beyliğine soyundu.
Öf ki, Öf!
Kimi halkın
yediğini yemedi, kimi çektiğini. Kimi ezilirken, kimi ezmenin gururunu taşıdı.
Kiminin ağızları bir oldu. Kimi enine kimi boyuna çekti. Çektik, çekiştirdik.
Kimi güçlendi, kimi gücendi. Güçlenirken güçsüz bıraktı kimileri. Kimi
tüylendi, kiminin cıbıllığı sürdü kriz sabahlarında.
Yine de dönüp
kendine hiç bakmadı herkes. Gücü eline geçiren haksızlığı hüner saydı. Kendi
yolu için açıklarını aradı yasaların. Buldu buluşturdu. tilki kurnazlığında.
Olmayan vicdanları kalktı ortadan.
Kendi kayıp ve
kazançlarının çetelesini tutarken, ülke ve millete kaybettirdiklerinin
muhasebesine bile girmedi kriz doğurtanlar. Krizlerin ebeliğine soyundular
nedense. Karmaşada kabardı iştahlar hep. Mühürler kazıdılar türlü türlü.
Mühürlerle hüner saydılar haksızlığı.
Bize de
şiirler okumak düştü uzayıp giden gecelerde.
Ellerin
yurdunda çiçek açarken
Bizim İl’e kar
geliyor gardaşım
Kimler çizmiş
bu sınırı gönlüme
Dar geliyor,
dar geliyor gardaşım.( A. Karakoç)
Sağlıcakla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder