23 Ocak 2012 Pazartesi

AJANSLAR VE PROJELER


AJANSLAR VE PROJELER
Halil Oral/Tavşanlı

Sözler mıhlanmış gibi hafızalarda. Hafızamı yoklamasam, pas tutacak. Pas tuttukça aynı makamda uyutmaya meyilli ninniler dinleyip duracağım. Aynı addan dosyayı bilgisayarım bile kabullenmiyor. Ya ad ya yer değiştirmemi istiyor.
Toplumların hafızası çabuk silinirmiş. Hatta insan unutmaya meyilli yaratılmış. Ben duyduğumun yalancısıyım bu durumda. Silinir mi silinir. Unutur mu unutur. Ama bilgisayar silmiyor, silinmiyor. Bir dosyayı aynı adla kaydetmiyor. Bu bir proje işi olsa gerek.
Seksen beşli yıllardı. Yani bundan neredeyse yirmi yedi yıl öncesi. “Bana proje getirin” demişti bir vekilimiz. Kim neyi götürdü bilmeyiz ama dişe dokunur proje de olmadı sanırım.
Geçen bir ajansın üniversite yerleşkesinde paneline katıldım. Panelde yüksek sesle “proje getirin
diyorlar. Hay Allah! Yıllar önce “proje getirin” diyerek yırtınan vekile helal olsun. Yirmi yedi yıl öncesinden keşfetmiş projeyi. Keşfetmiş ki istemiş. Şimdi proje getirin diyenler yirmi yedi yıl öncesindeler mi dersiniz. Yorumlamakta sıkıntı yaşıyor insan. O mu ileri bu mu geri. Yoksa yerinde saymak mı bunun bir diğer adı?
Bölgemizin kaynakları belli. Nedir kaynaklar? Topraklar, sular, madenler, bitkiler, meyveler, ormanlar, tarih, kültür varlıkları, insan kaynakları gibi sıralamak mümkün. Hangi bölgede turizmin hangi dalı, hangi bölgede madencilik alanı, velhasıl ne varsa bilmek zor mu? Bu alanlarda var olanlar nedir, eksik kalan nedir? Var olanın üstüne hangi proje konmalı ki, kalkınma hızlansın. Hem de yatırımlar bilinçli ve yerinde olsun.
Aklım proje getirin denmesini almıyor nedense. Yıllardır deniyor çünkü. Bölgenin tüm varlığını bilen kurumlar projeyi yapıp ortaya koymalı mıdır? Kanımca koyması en anlamlı olanıdır. Projeyi koyduktan sonra projeye talip aranmalıdır. Kendine güvenen proje sonrasında çıksın ortaya. Projeye yapmak herkesin harcı mıdır? Ya da harcı olan kimlerdir? Proje yapmaya kalkışanlar ya da yapanlar alanında büyük olanlardır. Küçüklerin ne proje yapmaya vakti ne de gücü var çünkü. O zaman kaynaklar hep büyüklere akmaz mı? Hal bu ki ajanslar proje ortaya koyduğunda küçüklerin birleşip talip olması mümkün. Ya şimdi? Şimdi mümkün görünmüyor.
27 yıldır kaç proje gerçekleşti merak ediyorum gerçekten. Bu projeleri gerçekleştirenlerin büyüklüğü nedir? Ya da kaç küçük işletme proje sunma başarısı sağladı, kaçına yol verilmiştir?
Aynı adla söylemlerde bulunmanın boşluğundan kurtulmak gerek. Aşmak açılmak gerek.
Yıllardır ormanlarımızda atık ürünler var mesela. Orman teşkilatımız bunun değerlenmesi gerektiğini de düşündüğünü biliyorum okuduğum haberlerden. Orman köylerinde Kalkınma kooperatifleri var. Nasıl yapacak projeyi? Ajanslar orman ürünlerindeki bu eksikliği görüp proje yapacak. Proje sonrası kalkınma kooperatiflerine çağrıda bulunacak. Ya da projeyi herkese açık tutacak. Taliplilerini puanlayacak. Olmaz mı acaba? Neden olmasın!
Bir de proje büroları doğdu kendiliğinden. Algılarım beni yanlış yönlendirmiyorsa proje sahibine ortakçı bir anlamda. Ajanslara bildiğim kadarıyla bir sürü elaman alındı. Vatandaş niye birileriyle baş başa bırakılıyor? Ülkenin önceliklerini tespit ve tayinde devletin kendisi kadar bilgi sahibi kim olabilir? Devletin önceliklerine sahip olacak ajans elemanları projeleri bir bir ortaya koyduğu zaman proje uygulayıcıları birilerinin kıskacından da kurtarılmış olmaz mı? Az önce değindiğimiz gibi hazırlanacak projelere küçük işletme ve sermaye sahipleri de talip olmasının önü açılmaz mı? Bu konuda herkes biraz daha düşünmeli. Düşünmek kesinlikle bölgemizin dolayısıyla ülkemizin yararına.
Ajansların mevcut şekliyle başarı oranını merak ediyorum gerçekten. Süreç içinde kaç proje ortaya kondu. Projeyi ortaya koyanların büyüklük ya da küçüklükleri nedir? Kabul gören ve uygulamaya geçen proje konuları ağırlıklı olarak hangileridir? Bölgemizin varlıkları belliyken hangi konularda proje üretilirse kabul görür? Soruları çoğaltmak mümkün. Sorular çoğalırken aslolan memleket sevdasıdır. Düşünmek, düşmeye önlem almaktır bir diğer yandan. Düşünmek sevdaları ortaya koymaktır. Zaman akıp giderken, kendi kendimizi kandırmayalım. Ne dersiniz? Sağlıcakla.

Hiç yorum yok: