AJANSLAR
VE PROJELER
Halil
Oral/Tavşanlı
Sözler
mıhlanmış gibi hafızalarda. Hafızamı yoklamasam, pas tutacak.
Pas tuttukça aynı makamda uyutmaya meyilli ninniler dinleyip
duracağım. Aynı addan dosyayı bilgisayarım bile kabullenmiyor.
Ya ad ya yer değiştirmemi istiyor.
Toplumların
hafızası çabuk silinirmiş. Hatta insan unutmaya meyilli
yaratılmış. Ben duyduğumun yalancısıyım bu durumda. Silinir mi
silinir. Unutur mu unutur. Ama bilgisayar silmiyor, silinmiyor. Bir
dosyayı aynı adla kaydetmiyor. Bu bir proje işi olsa gerek.
Seksen
beşli yıllardı. Yani bundan neredeyse yirmi yedi yıl öncesi.
“Bana
proje getirin”
demişti bir vekilimiz. Kim neyi götürdü bilmeyiz ama dişe
dokunur proje de olmadı sanırım.
Geçen
bir ajansın üniversite yerleşkesinde paneline katıldım. Panelde
yüksek sesle “proje
getirin”
diyorlar. Hay Allah! Yıllar önce “proje getirin” diyerek
yırtınan vekile helal olsun. Yirmi yedi yıl öncesinden keşfetmiş
projeyi. Keşfetmiş ki istemiş. Şimdi proje getirin diyenler yirmi
yedi yıl öncesindeler mi dersiniz. Yorumlamakta sıkıntı yaşıyor
insan. O mu ileri bu mu geri. Yoksa yerinde saymak mı bunun bir
diğer adı?
Bölgemizin
kaynakları belli. Nedir kaynaklar? Topraklar, sular, madenler,
bitkiler, meyveler, ormanlar, tarih, kültür varlıkları, insan
kaynakları gibi sıralamak mümkün. Hangi bölgede turizmin hangi
dalı, hangi bölgede madencilik alanı, velhasıl ne varsa bilmek
zor mu? Bu alanlarda var olanlar nedir, eksik kalan nedir? Var
olanın üstüne hangi proje konmalı ki, kalkınma hızlansın. Hem
de yatırımlar bilinçli ve yerinde olsun.
Aklım
proje getirin denmesini almıyor nedense. Yıllardır deniyor çünkü.
Bölgenin tüm varlığını bilen kurumlar projeyi yapıp ortaya
koymalı mıdır? Kanımca koyması en anlamlı olanıdır. Projeyi
koyduktan sonra projeye talip aranmalıdır. Kendine güvenen proje
sonrasında çıksın ortaya. Projeye yapmak herkesin harcı mıdır?
Ya da harcı olan kimlerdir? Proje yapmaya kalkışanlar ya da
yapanlar alanında büyük olanlardır. Küçüklerin ne proje
yapmaya vakti ne de gücü var çünkü. O zaman kaynaklar hep
büyüklere akmaz mı? Hal bu ki ajanslar proje ortaya koyduğunda
küçüklerin birleşip talip olması mümkün. Ya şimdi? Şimdi
mümkün görünmüyor.
27
yıldır kaç proje gerçekleşti merak ediyorum gerçekten. Bu
projeleri gerçekleştirenlerin büyüklüğü nedir? Ya da kaç
küçük işletme proje sunma başarısı sağladı, kaçına yol
verilmiştir?
Aynı
adla söylemlerde bulunmanın boşluğundan kurtulmak gerek. Aşmak
açılmak gerek.
Yıllardır
ormanlarımızda atık ürünler var mesela. Orman teşkilatımız
bunun değerlenmesi gerektiğini de düşündüğünü biliyorum
okuduğum haberlerden. Orman köylerinde Kalkınma kooperatifleri
var. Nasıl yapacak projeyi? Ajanslar orman ürünlerindeki bu
eksikliği görüp proje yapacak. Proje sonrası kalkınma
kooperatiflerine çağrıda bulunacak. Ya da projeyi herkese açık
tutacak. Taliplilerini puanlayacak. Olmaz mı acaba? Neden olmasın!
Bir
de proje büroları doğdu kendiliğinden. Algılarım beni yanlış
yönlendirmiyorsa proje sahibine ortakçı bir anlamda. Ajanslara
bildiğim kadarıyla bir sürü elaman alındı. Vatandaş niye
birileriyle baş başa bırakılıyor? Ülkenin önceliklerini tespit
ve tayinde devletin kendisi kadar bilgi sahibi kim olabilir? Devletin
önceliklerine sahip olacak ajans elemanları projeleri bir bir
ortaya koyduğu zaman proje uygulayıcıları birilerinin kıskacından
da kurtarılmış olmaz mı? Az önce değindiğimiz gibi
hazırlanacak projelere küçük işletme ve sermaye sahipleri de
talip olmasının önü açılmaz mı? Bu konuda herkes biraz daha
düşünmeli. Düşünmek kesinlikle bölgemizin dolayısıyla
ülkemizin yararına.
Ajansların
mevcut şekliyle başarı oranını merak ediyorum gerçekten. Süreç
içinde kaç proje ortaya kondu. Projeyi ortaya koyanların büyüklük
ya da küçüklükleri nedir? Kabul gören ve uygulamaya geçen
proje konuları ağırlıklı olarak hangileridir? Bölgemizin
varlıkları belliyken hangi konularda proje üretilirse kabul görür?
Soruları çoğaltmak mümkün. Sorular çoğalırken aslolan
memleket sevdasıdır. Düşünmek, düşmeye önlem almaktır bir
diğer yandan. Düşünmek sevdaları ortaya koymaktır. Zaman akıp
giderken, kendi kendimizi kandırmayalım. Ne dersiniz? Sağlıcakla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder