6 Aralık 2025 Cumartesi

BEN YAZDIKÇA İÇİNDEYİM

Anadolu’nun hikâyesini dillendirmek isteyenlerin ellerini çamuruna bulamış, samanının tozağını yutmuş olması lazımdır. Türkülerini çığırmış, ağıtlarına gözyaşını akıtmışlığı bir başka aranan unsurdur. Yaşamışlık, yaşanmışlık gerçeğin kendisini yansıtır. Bazı kafasını kaykıltan şehirli şair ve yazarlarla aramızdaki fark burada başlar kuzucuğum! Anadolu insanın yaşadığı aşkı, sevdası, çilesi, derdi, varlığı, yokluğu, yoksulluğu, sevinci, paylaşımı bir başkadır yeğenim! Yaşadığı her ne varsa tam olarak içli ve içtendir. Samimidir, samimiyettir her söylediği. Türküleri bile yüreklidir. Masumdur, masumiyettir attığı her adım.

Bir yörenin kültürel değerlerini yaşatacak hatta onları gelecek kuşaklara taşıyacak olan kişilerin yetişme ve yaşam biçimleri son derece önemlidir. Bencil duygulara sahip takıntılı, hastalıklı, egolu insanların yapacağı iş de değildir kültürü taşımak. Bu türden olanlar olsa olsa engeldir sadece.

Çevrenize şöyle bir bakın, gerçek sanattan, edebiyattan dem vuran insanların mütevazılığını hissederseniz.  Halk bunları bilir. Toplumun alkışı sessiz sedasız gönlündedir. Halk, arsız olanlara içten içe bozulsa da bir şey söylemeyi uygun görmez. Yani gerçek olanı bilir ama dillendirmez…

Bir ilin topyekûn kültürünü yaşatmakla görevli kurumlarımızda var mıdır? Elbette vardır. Kültürün varlığını sürdürmesi biraz da canlı tutmakla olur. Kimi bölgeler bunun önemini kavrayıp işi çözmüşler. El birlik bir ucundan tutuyorlar kardeşim. Tarihi yerlerini, türkülerini, hikâyelerini, şiirlerini, şairlerini, âşıklarını el üstünde tutuyorlar. İlimizde Âşıklar Bayramı, Şairler bayramı duydunuz mu? Sağdan say! Bir, iki, üç! Soldan say! Bir, iki, üç! Kimileri köşe başlarında nöbet tutup başkalarının görünmesini gölgeliyorlar sanki.

Kültür Müdürlüğümüz ilçeler dâhil bir kültür haritası çıkarmış mıdır?  Üniversitemiz bu konuda hangi çalışmalara ortak olmuştur.  Kütahya da kültürel gezi yapacaklara, hatta profesyonel düzeyde tur düzenleyeceklere şuraları gezip şuralarda şiir, müzik dinleyip, kültürel değerleri gözleyip, şurada konaklayabilirsiniz diyecekleri bir alternatif öneri programları var mıdır? Gelişme, ilimizi her yönden tanıtmakla başlar. Yöre tarihine sahip tarihçilerimizi, şair ve edebiyatçılarımızı, kültür adamlarımızı kim derleyip toparlayacak. Kim onlara sahip çıkıp anlam yükleyecek.  Kim bir bardak çayı esirgemeyecek! Kim bu alandaki dağınıklığı restore edecek.  Kimlerin kimin adamı olduğunun önemi yok.  Bu il, bu yöre, bu ülke için kim nerede ne yapıyor? Bu sorunun cevabı çok önemli kardeşim! Filancanın(!) muhtarlığında, feşmancanın başkanlığında, şunun vekilliğinde, bunun müdürlüğünde somut neler yapılmış ona bakmak lazım! Hatta muhtarın bile!

Herkesin malumudur ki fiziki sınırları ordular çizer ve korur. Ruh sınırlarını ise sanat belirler sanat! Bu yönden kültür adamlarının bir ağırlığı olmalı ve önemsenmelidir.

Ülkemizin korunmasında emeği geçen eden gazi ve şehitlerimizi belli gün ve zamanlarda yerel yöneticilerimizin, üst düzey askerlerimizin ziyaretlerini gözlemiş ve önemsemişimdir. Moral destektir bu. Gerekli ve önemlidir de!

Kültürün savaşçı erlerinden bir teşekkür neden esirgenir? Bunu kıyaslama için söylemiyorum. Kültürel katkı sağlayanların binası, sırası, masası yok aslında.  Ama kültürün müdürlüğü var kardeşim! Anadolu duruşunu sergileyen bu adamlara sahip çıkmak, onurlandırmak biraz da size düşer herhalde.  Altı ayda bir telefonla da olsa hal hatır sorar insan.

Son sözü Hisarlı Ahmet’in “ ben kendimi gülün dibinde buldum” türküsünden girerek Bozkırın sesi Neşet Ertaş’a bağlayayım;

“ Hep sen mi ağladın, hep sen mi Yandın? /Ben de gülemedim yalan dünyada./ Sen beni gönlünce mutlu mu sandın?/ Ömrümü boş yere çalan dünyada.

Ben yazdıkça içindeyim halkın. Sağlıcakla