Gün olur gündüz olur. Gün iner
akşam olur. Devri alem. Dönme dolap. Ne dersen de... Kimi vakitsiz kimi vakitli
gelir geçer. Acılar, ağıtlar, düğünler, bayramlar. Kimi iner kimi biner. Kimi
diker, kimi biçer. Kimi doğal, kimi suni.
Kimi çağdaş! Kimi ilkel. Kimi dost kimi düşman. Kimi huzurlu kimi
huzursuz. Kimi dilli kimi dilsiz. Kimi canlı, kimi cansız. Kimi çalışkan, kimi
üşengeç. Kimi odun kimi kalas. Kimi kuş, kimi kafes Kimi cin, kimi şeytan. Kimi saf kimi akıllı. Mühimdir
oysa çok şey. Bu topraklar candır, vatandır bir diğer yandan. Sırtına güneşin
vurduğu pişkin insanlar vardır. Sıcaktan tere bulaşmış yiğitler vardır. Ölen
vardır, öldüren vardır. İnat vardır, inatsız vardır. Sarıklı vardır sarıksız
vardır. Sarılan vardır sarılmayan vardır. Say da say kardeşim! İnsaflı vardır
insafsız mesela. Dinlisi vardır dinsizi. Of Allah’ım of!...
Şu topraklar ne güzel oysa. Doğa
ipeksi çarşafının altından gülümsüyor her daim. Gülümserken kimleri
güldürmeyecek ki. Arılar, kuşlar, karıncalar kırlangıçlar, güller, bülbüller.
Salkım söğütler, dal budak salmış ferahlatan çınarlar. Filize durmuş tür tür
fidanlar. Çoklara inat üşengeçlik bilmeyen toprak. Her şeye sakinlik ve sukünet veren iklim. Şu
doğa esas duruşta selama duruyor kardeşim. Çalış, çabala, ye iç eğlen, gez,
toz. Alavereye dalavereye gerek yok. Şifreli banknotlardan medet ummak neyin nesi. Şifreler karşısında dokuz
takla atmak hangi hukukun habercisi. Kimi bağ buduyor kimi bağcı. Kimi yol kesiyor, kimi kafa. Kimi dine
düşman, kimi düşmana dost. Ne istiyorsun kardeşim! Zaman içinde zaman yaratmak,
saman altından su yürütmek, ayarsız saat gibi zırlayıp durmak kimin hayrına.
Kimden kimlerden yanasın bilelim. Sebillerim yok oldu sıkılmaz eşkıyalar yüzünden. Değerlerim alt üst oldu. Annelerin
elini öpemez olduk günahlarınız yüzünden. Kendi garibine bakmaz oldu komşular.
Selamları esirgettiniz ondan bundan. Farklı saflarda, yanlış tesbih çektirdiniz
onca insana. Ezbere çok şey okuttunuz genç filizlere. Bu toprağın ayarlarını
sinsice bozmaya durdunuz.
-Hele sabret derdi Anam, Sabır….
Sabır dedikçe, Muazzez Ersoy’un
dillendirdiği
Bana sabret diyorsun/ Ben sabır
taşı mıyım/Döndürüp duruyorsun/ Değirmen taşı mıyım. Şarkısı kulaklarımda
çınlıyor. Sabrı taştı ülkemin sabrı. O yüzden sızlanmaya gerek yok. Vefasızlar
kadar vefalılar vardır bu topraklarda. Yaratılan enkaz er geç temizlenecektir.
Bu topraklara kemend atmaya kalkanlara Rabbim fırsat vermeyecektir.
Müessese içinde kendi müessesini
kurmaya yeltenenler huzur bulamayacaktır. Bu toprakların bir sırrı mutlaka
vardır. Bu sır en çok da tevekküldür.
Yürekteki azme yarenlik etti mi tevekkül, korkma der anam sabır derken. Bu
yüzden güvenirim anamın dediklerine. Bu yüzden babamın anlattıkları küpedir
kulaklarıma.
İçim daraldıkça imdada yetişir her
söz. Azim ve tevekkülle daralan içim genişler. Genişledikçe kaplar yanımı
huzur. Bu huzurla eğilirim kitaplara. Bu huzurla kurarım en güzel düşler.
Düşlerken düşünürüm. Düşünürken vurur klavye tık tık!.... Sağlıcakla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder