22 Kasım 2024 Cuma

UMMAYANLARIN DİLİ

 

Yılın sonuna yaklaşan Kasım günleri. Gündüzün de geceler kadar soğumaya yüz tuttuğu ay dilimi. İçinde belki de anlatılmayı ummayan “Öğretmenler Günü” nü barındıran öykünün adı. Her bir öğretmene kendi hikâyesini hatırlatan Kasım sıcaklığı. Adına şiirler okunacak, kendini anlatacak dili bekleyen günlerin topluluğu. Mesleğine meftun olmuş fakat yıllar öncesinde ebediyete erişmiş olanların unutulmuş tarla gibi adından söz edilmesini uman öğretmenlerin adıdır Kasım.

Rahmetli anam da, babam da en iyi öğretmenlerimdi. Bir anı, bir hikâye kitabı gibidir onlar. Çevir çevir oku!… Aç aç dinle!.  Yaşarken kendini anlatmaktan sıkılan anam, ardından benim anlatıcısı olacağımı bilse Anadolu kadını olarak “ Sakın ha!”diyerek ölmeden tembihler sıralardı belki de.

Anadolu insanı öyledir biraz da. Masalların kahramanıyken, hiçmiş gibi durmanın içselliğinde kalır. Tarlada yolmaya orak vuranda, harmanda seçe yaba sallayanda odur. Esvabın dikişine, çemberin oyasına can katan odur. Aşçıdır, hemşiredir, terzidir, işçidir, doktordur, öğreticidir. Hele anam aile işletmesinin müdiresi, bayındırlığın başbakanıdır. Keşke sağlığında yüzüne diyebilseydik çok şeyi. Haykırabilseydik onun kahramanlığını. Duygunun dışında bırakılmış heykel gibiydi anam. Sırtını umuda yaslayarak yoklukların en alâsına, bilgisizliğin çaresizliğine bile rehber oldu o… Öğretmendi, öğretmenimdi. Hayatımın, dinimin, ahlakımın, vicdanımın hocasıydı en başta. Anadolu kadını olmasının hakkını layıkıyla vermişti. En başta usta işi evlatlar yetiştirdi kardeş!. Sıkılgan ve alçak gönüllü tavrıyla öf dahi demeden ömür veren çiçekti o. Önüne çiçekler ekilecek, ağaçlar dikilecek mabetti.

Ben anamdan bahsediyor gibi gözüksem de, öğretmenlik mesleğinin meftunlarına dilimin dillendirebildiği sözcüklerle teşekkür etmek istiyorum aslında. Şu ana kadar söyleyip ifade ettiklerimde tam olarak onlara.

 Biz Anadolu insanı biliriz söyleyemeyiz, hissederiz ifade edemeyiz. Duygularımı ne kadar ve nasıl ifade edeceğimi bilmeden, düşünmeden klavyeye dokunuyorum işte.  Pusuya yatmış etiketçilere değil, ülke insanımın donanımlı hale gelmesine fedakârca gönül verenlerine selam olsun. Selam olsun ilk öğretmen anam gibi gayretli yollar yürüyenlere. Selam olsun kattığı güzellikleri armağanmışçasına tereddütsüz sunanlara. Selam olsun rastgele değil, eğitici ve öğretici olmanın heves ve heyecanında olanlara. Selam olsun bilginin dağarcığını tereddütsüz sunanlara…

Gözlerimin önünden gitmeyen, öğretmenliğiyle tanıdığım niceler! Çamurlu köy yollarında ayak sürüyen muallimler! Yaşadıklarınızı anlamak ve anlatmak tam da bana düşüyor bugün. Siz benden anlatılmayı ummasınız da, hakkı teslim etmek adına anlatıyorum işte. Yürekten alkışlıyorum. Ebediyete intikal edenlere rahmet diliyorum. Hakkı teslim etmek adına bildiklerim ve yaşadıklarımdan yola çıkarak dünyalık etiketler için kendi meslektaşlarını gammazlayanları da alenen kınıyorum.

Öğretmen üç heceyle ifade edilen kişidir belki. Fakat yetişen her insanın hayatında özgül ağırlığı en yüksek olandır.  Şahsen, içimdeki bilgi tarlalarına defineleri doldurandır.

Şimdi anamın diliyle onlara dualar edeceğim. “Allah tuttuğunuzu sarı altın etsin. Az sandığınız kazançlarınız karşınıza kimya olup, hazine olup çıksın!” Verimsiz diye kız çocuklarına bırakılan miraslar gibi kazancınız bereketlensin.24 Kasım Öğretmen gününüz kutlu olsun. Sağlıcakla..

Hiç yorum yok: