Kıymetli Komşularım,
Ağlamanın çare olmadığını atasözlerinden biliriz. Her çaresizliğin arkasında çareler mutlaka vardır. Teknolojik gelişmeler dahil hayatımızı kolaylaştıran çok şey, çaresizlikler karşısında ortaya çıkmıştır.
İnsan kimi zaman saman çöpüne bile sarılır. Her sarılış yeni ufuklar açar insana. Her ufukta yeni tecrübelerle donanır insan.
Sivrisinek önce kan alacağı yeri tespit edermiş. Sinir uçlarını uyarmadan kan almak sivrisineğin tecrübesine bağlıdır. Açık söylemek gerekirse hizmet üretmek için, yeterli tecrübe ve birikim gerekir. Kurumları tanımak, çalışma yöntem ve usullerini bilerek kendimizce çözüm yollarını da sundukça hizmet kolaylaşır..
İnsani yönden gelişmeyse, iyilikleri çoğaltıp; kötülüklerin farkına vararak azaltmadaki özverili çabayla olur.
Bir beldenin gelişip yükselmesi ev ve aile muhabbetine bağlıdır. Bu gerçeği bildiğimizden, gayret ve özveriyi elden bırakmadan ekonomik, sosyal ve kültürel desteğimizi aileler üzerinden eksik etmedik. Ailedeki huzurla, komşu birliğini çoğaltmanın yollarını aradık. Bu anlamda bahar şenlikleri, mahallece iftar buluşmaları, özel gün ve gecelerde camimizde seçkin sohbetlere ikramları ilave etmenin heyecanını yaşadık. İçimizdeki enerjiyi, birlik ve beraberlik adına yeni şeyler ortaya koymak için diri tuttuk.
İnsanın cehaleti, insani hastalıkları körükler. Bu yöndeki olası olumsuzlukları azaltmak için mahalle düzeyinde konferansları, sohbetleri çeşitlendirmenin bilincinde olduk.
Mahalle içinde yaşayan ailelerimizi bütünün parçası gibi düşünüp, birliği korumak adına sosyal faaliyetlerle iletişimi diri tutmaya çalıştık. Bu iletişimde doğru denge kurmanın arka planında sevgi, saygı, şefkat, güven, paylaşım, hak ve sorumluluk duygusuyla hareket etme vardır. Mahalle birliği, sağlıklı ve güçlü aileyle oluşabilirdi. Ailelerimizin sağlığını çok yönlü olarak gözlemeyi ihmal etmedik. Gerektiğinde usulünce uyarılarda bulunduk.
Kişisel heva ve hevesini tatmin için yönetimlere talip olanlar; iyi-kötü, doğru-yanlış ayrımı yapma, toplumsal meseleleri kendine dert edinme bilincinden yoksundurlar. Aslolan “rıza”dır. İnsan rızayı kendine hedef seçince, maddi şeylerin asla hesabında olmaz!...
“Fazilet insanın içini; zenginlik odasını süsler” miş. Mahallemizde çalışmalarımızı maddi ve manevi olmak üzere iki ana kulvarda yürütmeye çalıştık. Maddi şeyler daha çok fiziki sanat yapılarıydı. Parklar, bahçeler, camiler, yollar, spor alanları, aydınlatma araçları, alt yapılar, hizmet binaları vs. tüm bunların ihtiyaca cevap verecek düzeye yükselmesi için en doğru dili, yöntem ve usulü kullanmaya özen gösterdik. Kırmadık, kırılmadık. Bu yüzdendir ki Tavşanlı bizde nefeslendi. Bu yüzdendir ki yöre Ada Mahallesini dilinden düşürmedi: Sanat yapılarında aksamaların en kısa sürede çözümü için azami hassasiyet gösterdik. İki gün üst üste yanmayan sokak lambamız bile olmamıştır. Bu anlamda kurumlarımızın her birine teşekkürü elden bırakmamak gerekir.
Mütevazılık yönetimde kolaylık sağlayan önemli bir değerdir. Biraz da insanın kültürel yapısıyla orantılıdır. Yorulsak da, mütevazılığı elden bırakmadık.
Toplumsal hizmetin heyecanı, kişisel hizmetten daha büyüktür. Halka hizmet, Hakka hizmettir. Yeni mektuplarda buluşmak üzere. Sağlıcakla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder