15 Ekim 2023 Pazar

MAHALLEME MEKTUP 5



Kıymetli Komşularım,

Gümüşü kaplamaya çalışanlar altını gözden kaçırırlar. Hatta sahte gümüş kaplayıcıları en yakıcı, en yıkıcı kelimeleri dillerine pelesenk ederek sarf etmekten çekinmezler. Bencil çıkarların anaforunda savrulur dururlar. Onlar bu savrulmayı yaşarken ve de savurmaya çalışırken dilliyken dilsiz, sözün ustasıyken sözsüz kalışınız sabrınızın tam olarak ölçüsünü verir aslında.

Başarı şans işi değil, tamamen bilginin, donanımın ve birikimin sonucu olarak ortaya çıkar. İnsanın deneyimlerle sahip olduğu kaynaklara bakma biçimi başarıyı ortaya çıkaran etkenlerdendir. Kaynakları toplumsal faydaya dönüştüren şey de, yüreğinizdeki paylaşma duygusunun  oranıdır.

Sırt üstü yatarak ancak tavan resmi yapabilirsiniz. Bunu yaparken bile çevrede yarattığınız kirlilik hat safhaya ulaşır. Sırt üstü yatmaya alışık olanlar toplumsal dayanışmanın aracı olarak dedikoduyu benimserler.  Boşluklarını dedikoduya yaslanarak gizlemeye çalışırlar.  Toplumsal bağları güçlendirecek yol ve yöntemleri ileri sürmek sükûneti, iyi alışkanlıkları, kaynaşmayı, birliği, beraberliği, ortak hissiyatları, çareleri, huzuru, güveni velhasıl tüm güzel şeyleri çoğaltır. Pek çok sosyal etkinliği gerçekleştirmeye çalışırken hedeflediğimiz tam olarak budur işte.

Plansız, programsız, hedefsiz, amaçsız ortaya çıkışlar bencil arzuların dürtüsüdür. Hangi aksayan yanların tespitini yapıp da hangi çareleri önerdiğini söyleyebilmeli insan? Çare yaratma becerisini, birikimini ortaya koyabilmeli?  

Kendi söküğünü dikemezken el başı düzmeye kalkarmış kimi… Bu bile yorum yapma, değerlendirme  yeteneğinden yoksunluğun ağız şapırdatma halidir. Ühhüüü!.. geç ordan geç!.

Toplumsal meselelerin çözümünde göl olabilmek önemli. Bir bardaklık su ölçeğine erişememiş olanlar çabuk bulanır, kirlenir, ekşir, tadı çabuk bozulur. Bunu bilmek gerekir.

İnsan odaklı çalışmalar önemlidir. İçinde insanın olmadığı hiç bir proje mükemmel değildir. Bu alandaki çalışmalar özveri, çaba ve sabırla orantılıdır. 

İnsanların ihtiyaç sıralamasını bilmenin yolu içinde yaşadığın toplumu gözlemek ve tanımaktan geçer. Bu da zaman ayırabilme, yorum yapabilme, tecrübe ve iç zenginliğiyle mümkündür.

Başarılı olmanın yanında değerli olabilmek de önemlidir. Aldatarak, yanıltarak, kumpas kurarak, yalanlar uydurarak, dedikodu üreterek başarsanız da, değerli olamazsınız. Bu niyet de olanların eni, sonu değersizliği anlaşılır. Anlaşılınca apışıp kalırlar. Uyduruk film üretenler, geniş açıdan değerlendirme yapma yeteneğinden de körelmiş kişilerdir.

Edebi terk etmek insaniyetten çıkmaktır.  Makamlar edeple değer kazanır. Hak, hukuk, korku(!), utanma bilmeyenlerin cehalet ve cesaretleri topluma zarar verir. Hele tek başına paranın arkasından koşanların düşkünlüğü insanlığı çürütür.

Hayatın amacı; yararlı olmak, onurlu olmak, merhametli olmak,  yaşamış olmanın farklılığını yaratmaktır. Ötesi……..!?.

Sağlıcakla.



MAHALLEME MEKTUP 4

 


Kıymetli Komşularım,

Ağlamanın çare olmadığını atasözlerinden biliriz. Her çaresizliğin arkasında çareler mutlaka vardır. Teknolojik gelişmeler dahil hayatımızı kolaylaştıran çok şey, çaresizlikler karşısında ortaya çıkmıştır.

İnsan kimi zaman saman çöpüne bile sarılır. Her sarılış yeni ufuklar açar insana. Her ufukta yeni tecrübelerle donanır insan.

Sivrisinek önce kan alacağı yeri tespit edermiş. Sinir uçlarını uyarmadan kan almak sivrisineğin tecrübesine bağlıdır. Açık söylemek gerekirse hizmet üretmek için, yeterli tecrübe ve birikim gerekir. Kurumları tanımak, çalışma yöntem ve usullerini bilerek kendimizce çözüm yollarını da sundukça hizmet kolaylaşır..

İnsani yönden gelişmeyse, iyilikleri çoğaltıp; kötülüklerin farkına vararak azaltmadaki özverili çabayla olur.

Bir beldenin gelişip yükselmesi ev ve aile muhabbetine bağlıdır. Bu gerçeği bildiğimizden, gayret ve özveriyi elden bırakmadan ekonomik, sosyal ve kültürel desteğimizi aileler üzerinden eksik etmedik. Ailedeki huzurla, komşu birliğini çoğaltmanın yollarını aradık. Bu anlamda bahar şenlikleri, mahallece iftar buluşmaları, özel gün ve gecelerde camimizde seçkin sohbetlere ikramları ilave etmenin heyecanını yaşadık. İçimizdeki enerjiyi, birlik ve beraberlik adına yeni şeyler ortaya koymak için diri tuttuk.

İnsanın cehaleti, insani hastalıkları körükler. Bu yöndeki olası olumsuzlukları azaltmak için mahalle düzeyinde konferansları, sohbetleri çeşitlendirmenin bilincinde olduk.

Mahalle içinde yaşayan ailelerimizi bütünün parçası gibi düşünüp, birliği korumak adına sosyal faaliyetlerle iletişimi diri tutmaya çalıştık. Bu iletişimde doğru denge kurmanın arka planında sevgi, saygı, şefkat, güven, paylaşım, hak ve sorumluluk duygusuyla hareket etme vardır. Mahalle birliği, sağlıklı ve güçlü aileyle oluşabilirdi. Ailelerimizin sağlığını çok yönlü olarak gözlemeyi ihmal etmedik. Gerektiğinde usulünce uyarılarda bulunduk.

Kişisel heva ve hevesini  tatmin için yönetimlere talip olanlar; iyi-kötü, doğru-yanlış ayrımı yapma, toplumsal meseleleri kendine dert edinme bilincinden yoksundurlar. Aslolan “rıza”dır. İnsan rızayı kendine hedef seçince, maddi şeylerin asla hesabında olmaz!...

“Fazilet insanın içini; zenginlik odasını süsler” miş. Mahallemizde çalışmalarımızı maddi ve manevi olmak üzere iki ana kulvarda yürütmeye çalıştık. Maddi şeyler daha çok fiziki sanat yapılarıydı. Parklar, bahçeler, camiler, yollar, spor alanları, aydınlatma araçları, alt yapılar, hizmet binaları vs. tüm bunların ihtiyaca cevap verecek düzeye yükselmesi için en doğru dili, yöntem ve usulü kullanmaya özen gösterdik. Kırmadık, kırılmadık. Bu yüzdendir ki Tavşanlı bizde nefeslendi. Bu yüzdendir ki yöre Ada Mahallesini dilinden düşürmedi: Sanat yapılarında aksamaların en kısa sürede çözümü için azami hassasiyet gösterdik. İki gün üst üste yanmayan sokak lambamız bile olmamıştır. Bu anlamda kurumlarımızın her birine teşekkürü elden bırakmamak gerekir.

Mütevazılık yönetimde kolaylık sağlayan önemli bir değerdir. Biraz da insanın kültürel yapısıyla orantılıdır. Yorulsak da, mütevazılığı elden bırakmadık.

Toplumsal hizmetin heyecanı, kişisel hizmetten daha büyüktür. Halka hizmet, Hakka hizmettir. Yeni mektuplarda buluşmak üzere. Sağlıcakla. 







MAHALLEME MEKTUP 3

 


Kıymetli Komşularım,

İnsanın kendi eksiklerinin tespitini yapmış olması, zenginliğe ve huzura attığı ilk adımdır. Bilgelik, içinde yaşadığı meseleleri derinlemesine bilmekle oluşur biraz da. 

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak mümkün değildir. Mahallenin yönetimine talip olurken, durum tespiti yapmanın üstüne, çalışma planı hazırlayarak yola çıktık. Yazılı olarak taahhütte bulunduğumuz tüm mevzuları bir bir yerine getirdik. 

Duygularımız en büyük hazinemizdi.   Asıl gayemiz toplumsal hizmetti.  Para gibi bir vasıtayı öne geçirmek insanı gayesinden saptırır dedik. Açıkçası parayı düşünmek sahteliği doğururdu. Bu yüzden paranın hesabında olmadık. 

Asıl huzurun sağlıkla başlayacağını bildiğimizden, ilgili kurumlarımızla işbirliğine geçerek,  mahalle ölçeğinde sağlık taramalarını başlattık. Uygun aralıklarla bu işi tekrarladık. Özel hastanelerle işbirliğine giderek; hem göz, hem kalp sağlığı üzerine toplantı ve taramalar geçekleştirdik. “İmkânım olsaydı neler başarırdım!” kuruluğunda kalmadan niyetimiz yetti çok şeye. 

Çevremizde var olan imkânların farkına varıp geliştirerek mahallemize toplumsal faydaları artırdık. Azim, ruhun önemli bir kuvvetidir diyerek yılgınlığa, boş vermişliğe düşmedik. 

Sağlığımızı tehdit edebilecek çevresel pek çok faktörü ivedilikle ve en doğru biçimde ilgili birimlere aktarmanın hassasiyet ve teyakkuzunda olduk. Hizmetin saati olmaz diyerek, her an teyakkuzda bulunduk. Teyakkuz hali, hizmet etmenin en güzel heyecanlarını hissettirdi yüreğimizde.

Mahallemizde hukuku ve huzuru önemsedik. Hukukun ve huzurun ailede başlamasına inandık. Mutlu aileler, mutlu toplumu oluşturabilirdi. Dini ve anayasal yönden bilinç oluşturmanın yolunda bulunduk. “Modern Çağın Gençler Üzerine Etkileri” konulu mahalle bazlı sunumlar gerçekleştirdik. Yetkin kişileri mahallemize konuşmacı olarak çağırdık.

Derdi olanın uykusu olmazmış. Aile ekonomisinden kültüre, sosyal yaşamdan işsizliğe ne varsa dert edindik. Yapabileceklerimizin en iyisini oluşturmanın gayretini taşıdık. Mutluluğun, zihinsel bir süreç olduğunu da düşünerek hem çocuklarımızın hem yetişkinlerin okumasını sağlamak adına, muhtarlıkta kütüphane oluşturduk. Bir kişi bir kişidir dedik.

İnsan tutkularının kölesidir. “Farklı bakış, farklı hizmet” sloganıyla yola çıktığımız gün, toplumsal düşüncelerimizin kölesi olma yoluna çoktan koyulmuştuk. Mahallemizin her yönden  yaşam kalitesini artırmak için koştuk, koşturduk. Etiketlerin hırsına değil, gerçeklerin 

güzelliğine sığındık.

Doğduğumuz gibi öleceğimizi bilen iman sahibi biri olarak, “bugün insanlığa, hangi katkıları yaptım” sorusunu kendimize hep sorduk. İnsanlık ve ona ait değerler her birimizin yaptığı katkıyla gelişip büyüyecekti. Ufacık bir fikir bile katkıydı aslında.

Sağlıklı beslenmek adına “Mahalle ekmek fırınını” kendi imkanlarımızla hizmete sunduk. Fırın hem sağlık, hem ekonomi kattı aileye. Hazine eziyet çekene, çalışıp çaba göstereneymiş. 

Başarı, “istiyorum” demekle olmazdı. Başarının ardında büyük bir çaba ve kendini adama vardır. 

Derdi para olanın hizmeti olmaz.

Mesele,  bir anı bırakabilmek. Yeni mektuplarda buluşmak dileğiyle.. Sağlıcakla                                                                         

                                                                        

MAHALLEME MEKTUP 2

 MAHALLEME MEKTUP 2   (eğitim)


Kıymetli Komşularım,

Akarsu ne güzel hayat dersidir. Küçük engellerin üzerinde köpürür, büyüklerin yanından sessizce geçiverir.(!)

Mahalli idarenin en alt birimi olan muhtarlıkta mahallemize, insanımıza sosyal yaşantımıza engel olan ne varsa üstesinden gelmek için gayret gösterdik. Hiç bir engelin yanından geçip gitmedik. Problemlerin çözümünü kurumların üstüne atma kolaycılığında olmadık. Aksine doğumdan bugüne biriktirdiğimiz sosyal çevremize, hatta kişisel birikimimize görev yükleyerek toplum hayatını kolaylaştırmaya çalıştık. 

Başlangıçtan bugüne yaptığımız her iş, attığımız her adım bir başarı hikâyesidir. Muhtarlık maaşını kendimize gelir kapısı olarak görmedik. Mızmızlık etmeden ve çekinmeden mahallemizin her türlü sosyal işlerinde harcama yapma cesaretinde bulunduk.

Cami derneğine on lira aidat ödemekten imtina edenlerin olduğu ortamda, cebimizden milyonları harcadık.

Duygusuz biri değilim, üstelik dilsiz de sayılmam. İçimizdeki duygu,  empati yapma yönümüzü enerjik tuttu. Her bir ailemizin sosyal, kültürel, ekonomik yapısını yakından gözledik. Bu gözleyiş, yapmamız gereken dokunuşların yolunu açtı. Bu anlamda;

On senelik süreçte çocuk psikolojisini göz önünde tutarak en az toplam altı yüz çocuğumuza (bot, kışlık çorap, eldiven, mont, atkı) giydirdik. İlköğretim seviyesindeki ortalama seksen çocuğumuza yıl yıl eğitim araç ve gereçleri açısından (kalem, kalem çantası, defter, silgi, kalem açacağı, boya kalemi seti, temin edememiş olana çanta ve okul forması) katkısında bulunduk.

Üniversite öğrencilerimizin kimine giyim yardımında bulunurken her birine yıl yıl (11 kişi) maddi katkı yapmaya çalıştık.

İlkokul öğrencilerimize zaman zaman, okul ortamlarında sıcak yemek vererek beslenmelerine katkı sağladık.

Liderlik kısır tartışmaların dışında kalarak daha iyisini hedeflemektir. Sıradanlaşan, mührün adamlığında kalan anlayışla değil, güzel değerleri ortaya koymanın alın terini akıtarak görev yapmaya çalıştık

Sıradan şeylere alışmak kolay, kurtulmak zordur. Biz verdiğimiz emekle, güzel şeylerin hem tadına varmaya, hem de vardırmaya çalıştık. Almak yerine vermenin iç huzurunu yaşadık. Ruhumuzu “aman boş ver, bana ne, kim çalışacak” hastalığına bulaştırmadık.  Güzel şeyleri hedef edindik.

Bisikleti olmayan çocuklarımıza bisiklet temin ettik. Üniversite öğrencilerimiz için gittikleri şehirlerde sosyal çevremizi devreye sokarak yabancı bir yerde ilk anda ellerinden tutmaya çalıştık.

Bir şeyin değerini anlamak için o konuda bilgi sahibi olmak gerekir. Geçmiş yılları birlikte yaşayarak geldik. İnsan aklı unutmaya meyilli olarak yaratıldığından  biz yaptıklarımızı, yapabildiklerimizi (Allaha şükürle) hatırlatmayı görev saydık.

Bilgi, hakikatin yapraklarını aydınlatır, parlatır. Hata değil, çare bulmak önemlidir. Kalite, akıllı gayretlerin eseridir.

Yeni mektuplarda, yeni bilgileri paylaşmak üzere. Sağlıcakla