Saçlarım aklaşmaya bile fırsat bulamadan dökülüp gidiyor kardeş.. Hatırlıyorum nasıl da tarardım delikanlıca..Her bir telin dökülüş hikayesini sorabilseydim keşke. Savrulup giderken bilebilseydim en içteki duygularını. Ne hikâyeler çıkardı kim bilir? Kimi olgunluğa kimi yorgunluğa veriyor olanları. Kafa çıplaklaştıkça yapıyor gün yapacağını. Nasıl da meyletti bu kafa bu gidişe. Hangi bozkırlara ayak uydurdu durduk yere bilmem ki. Üfül üfül rüzgârlarla sarmaş dolaş oluşunu hatırlarım da kahrolurum bir an. Hey gidi hey!
Meyveler olgunlaştıkça ağırlaşır
mı? Dizlerimin ağırlaşması, sekerek koşturmalarımın durması hangi rotanın yol
haritası? Anamın “Len oğlum koşturup durma deyişi’ rotayı çok iyi bildiğinden
miydi? … Bilmem!...
On yılda on beş milyon her yaştan
genç yaratan neslin içindeydi onlar. O tepeden bu tepeye oyun olur mu
türkülerini söylerken o tarladan bu tarlaya yeldirip durmuşlardı da uçurtmanın
kuyruk süsü bile olamamışlardı yine de. Yaşadıkları onları da olgunlaştırırken
yedi bitirdi yeğenim! Bir alkış bile alamadan. Bir teşekkür bile görmeden. Ne
olduğunu anlamadan anlayamadan hem de.
Uf, Uf!..
Bu olgunluğa gelince düş bile
kuramıyor insan. Biriktirdiğin masallar bile birbirine dolandığında çözüme
ulaşamıyorsun. Çözümsüzlükte düğümlenip kalıyorsun. Tevekkel bir duruşla
olgunluğun tefekkürüne dalıp gidiyorsun o kadar.
Saçlar döküldükçe cesaret bile
korkuya meylediyor nedense. Çeliği bükmeye meyleden yüreğin gücü tükeniyor gün
gün. Yüreğin geçmişteki gücünü bildiğinden
midir kirpiklerin ıslaklığı bilmem ki!
Bu yazının başlangıcı yani serimi,
dalgalanan saçların kafamdan uçup gidişinin
tespitiydi. Bu tespitle nereye varılır bilmem ki? İç sesiyle
düğümlenirken hangi çözüme ulaşılır? Gücünün tükendiği yerde gücenmeler
başlıyor kardeşim. Kime, nasıl, neden, niçin gücendiğini açığa vurmadan,
vuramadan. Bağ bozumları böyle oluyor
demek ki. Bağ bozumlarına sonun başlangıcı denebilir mi acaba? Saçların bir bir
dökülmesi de bağın bozumuna nasıl da benziyor. İsteseniz de istemesiniz de..
Bizim düğünler bağ bozumlarından
sonra olurdu. Bi şenlik, bi şenlik. Sorma gitsin.
Şimdi iklimler bozuldu, mevsimler
bozuldu, dünya bozuldu, insanlık bozuldu. Mertlik bozuldu, sağlık bozuldu. Say
da say. Mesele bu bozumun sonunda nasıl
bir şenlik olur mesele orda.
Benim saçlar bozulsa ne yazar. Ha
varım ha yoğum nasılsa..Bağların bozumuna güçsüz gücenmelerim sürerken dışarıda
bir yağmur bir yağmur. İçimde bir hüzün, gözlerim ıslak.
Dilimde bir türkü, Değmen benin
gamlı yaslı gönlüme
Sağlıcakla..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder