Karşınızdaki bu köşe, klavyenin şekillendirdiği bu sayfa, yazmaya çalıştığım bu alan bana ait!. Benim meydanım yani.. Hangi itici yanım, hangi ukala tavrım varsa burada sergilemek haz veriyor bana! Hadi ordan diyenlere verilecek bir cevabım mutlaka var.
Hayat çalışmaktır, hayat soru
sormaktır, hayat öğrenmektir, hayat beklemektir kardeşim. Hayat birliktir bir
olmaktır. Dost olmak, dost kalabilmektir.
Hayat gelişmektir, geliştirmektir. .Hayat paylaşmak, pay edebilmektir. Say da say, sırala da sırala. Ukalalığımı
perçinleyen tespitlerdir bunlar benim.
Tespitin doğruluğuna itiraz eden var mı? O halde hayat nefes almaktır
deyip bir tespit daha patlatayım!
Nefes almanın derinliğine girmeyin
siz. Pay etmenin zorluğunu göze almayın. Gelişmeyin geliştirmeyin. Dost
kalmanın yüceliğine asla soyunmayın. Çalışmayın, çalıştırmayın. Nefes alın verin sadece.. kendi kendine al,
ver. Al- ver! Al -ver!.. hatta al da ver me! Oksijeni tükettiğin havanın bir
başkasına zararı olmasın yeğenim. İtici yanımla lafı nereye getirdim gördünüz
mü?
Nefesi alıp verdikçe boş işlerin
kalfalığına soyun. Tiktokta soygun pozların kahramanlığına soyunurken ben ve
benim gibileri cahillikle suçla bu yeter sana.
Dur gitme. Boş işlere bakacak birileri
lazım kardeş. Bu konuda üst perdeden siyasi söylemler geliştirecek birilerine
ihtiyaç var yeğenim. Kendine nefes alıp vermenin
sonu iflastır iflas. İflas edecek, ettirecek birilerine de o kadar çok ihtiyaç var ki! Bu konu da eşsiz
olabilirsin.
Gel gitme! Benim ukalalığımı, itici
yanlarımı kaydedecek, ipe sapa gelmez davranışlarımı, tespitsiz tespitlerimi
alıp-verecek terazisiz adamlara ihtiyaç var. Gel gitme! Gün bugün…
Gel gitme! Ben çalışmak dedikçe,
üretmek dedikçe, gerçek dedikçe çal buna dair nelerim varsa. Ben kafa yordukça
sen yorulma! Ben sevdalandıkça, sevdanın zorluğundan dem vur/ma Nefes al-ver!
Al-ver….
Hayatın toplamı ne kadar ki. Bir
insanın ticari hayatı ne kadar sürer ki? İş hayatı? Uğraşmaya değmez be
birader! Para dediğin nedir ki, ya
zenginlik? İt yemez eşek giymez! Sen nefes al-ver…
Benim yazıp çizdiklerime gül-geç.
Üstüm başım, dilime dolanan fikirlerim, hatta sevdalarım inadına eski. Sen
bunları sil-geç. Silip geçerken, kendine nefes alıp verirken vur-geç!
Ben toprağın kuyumculuğunda
avunurken, tarım derken, sera derken,
çapa sallarken gül-geç.
Gülüp geçenler yağ kuyruğunda.
Gülüp geçenler akaryakıt kuyruğunda.
Silip geçenler bir telaş, bir telaşta sorma gitsin. Biraz da düşün-geç kardeşim. İşin ucundan
tut kardeşim. İş tutanları azıcık alkışla. Başını göğe kaldırıp ne düşecek
kolaylığından vaz-geç. Düşünmek iyidir. Düşünmek, felekten binbir gece çalmanın
kolaycılığında kalmaktan iyidir.
Sen yine de benim ukalalığımı,
kinayelerimi düşün-geç. Düşünmek üşengeçlikten evladır.
Üşen/geçlik hastalıktır be ya!
Kutsalımız olan bu vatanı seviyorum
diyen her kim varsa düşünürken üretimin bir ucundan tutsun. Ben, Sen, O, Biz her birimiz. Kuyruğuna
girecek şeyler de olmayabilir. Aslan ürettiğinden bellolur! Üreten her kim varsa
bu ülkenin kahramanıdır. Hazıra dağ dayanmaz!
Gel gitme! Gülüp-geçtiklerin şiir
deseni olabilir?
Ukalalığımı bağışlayın. Sağlıcakla..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder