İkametgaha dayalı nüfus sayımına göre ülkemiz nüfusu 70 milyon 586 bin 256 kişi olarak açıklandı. Hatta nüfusun ayrıntılı dökümü bile verildi. 35 milyon 376 bin 533 kişi erkek, 35 milyon 209 bin 723 kişi kadın. Hatta hatta nüfusun %70,5 şehirlerde yaşıyormuş. Kilometre kareye de 92 kişi düşüyormuş. Buradan hareketle, kişi başına düşen yaşam alanı yanlış hesap yapmıyorsam yaklaşık126 metrekare civarında oluyor.
Bir evin oturduğu alan kadar bir alan. Her bireye tek katlı yan yana ev yapılacak olsa ülkede gezinecek yer, yürüyecek yol bile kalmayacak.
Üzerinde hakikaten düşünmek gerekmez mi?
Nüfusumuz sürekli arttığına göre geleceğin hesaplarını gerçekçi planlar üstüne oturtmanın önemi anlaşılmıyor mu bu rakamlardan.
Öyleyse, gerçeği göz önüne alarak kişi başına düşen yaşam alanlarımızı en rasyonel biçimde koruyup kollamamız gerekmiyor mu?. Gidecek bir başka vatan da
olmadığına göre...
……..
Ya insan kaynağımız ne olacak? Bu kadar ayrıntılı sayımlar yapılıyor da, insanımızın ayrıntılı dökümü yapılmıyor mu? Pekala bunlarda yapılıyor. Nüfusun ne kadarı hangi yaş grubunda, ne kadarı hangi teknik donanımda, ne kadarı üretimin içinde ne kadarı dışında? Bunlar da muhakkak biliniyor. Öyleyse eksik olan ne?
Gazetelerde boy boy ilanlar. Tornacı aranıyor. Ya da tekstil fabrikasına overlokçu aranıyor. Yani yetişmiş ara elaman. Yok mu? Yok ki aranıyor.
Seksen beş yıldır hangi alanda uzmanlaştırdık insanımızı? Sahasına göre iş alanlarını bildiğimize göre, neden sahaya göre adam yetiştirmesini beceremeyiz, ya da beceremedik?
Bu işleri planlayacak uzmanımız yok mu? Olmaması imkansız..
Varsa arayışlar, sıkıntılar neden?
…….
Millet ne istiyor?
İş.
İşveren?
Eleman..
Var mı? Yok ki her ikisi de arıyor.
Milyonlarca genç sokaklar da başıboş gezerken, işverenler eleman bulamamaktan dertli.
Nerede düğümleniyor her şey? Plansızlıkta. Gerçekçi planlar yapamayışımızda.
Gazetelere ve televizyonlardaki beyanatlara bakıldığında milletin ne istediğini bilmeyen yok. Milletin istediklerini bilip, dillendirdiklerine göre, sıkıntılar neden?
Aklımızın ermediği şeyde işte bu noktada.
Kimi devletlerin küresel planlamalar yaptığı bir zamanda, artık bizimde milletimiz ve ülkemiz için gerçekçi planlar ortaya koyma zaruretimiz var. Yoksa..
Yoksa, milletin ne istediğini bildiğini sananlar, sandıkça ve de sadece konuştukça, ülkenin ne istediğini bilememe boşluğunda kalacaklar. Bu boşlukta el birlik yanacağız belki de.
Sonuç; gerçekçi planlama ve program. Gerisi söylem. Gerisi söylem.
Sağlıcakla..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder