Bugünü anlayabilmek, tarif
edebilmek için dünü iyi bilmek gerekir. Geçmişte belirsizliklerin yarattığı
puslu havanın sebep ve sonuçlarını bir yerlere not etmiş olmak lazım. Faiz
hadlerini, enflasyonu, bozuk kaynak dağılımını, vergi düzensizliğini, para
politikalarını, ithalatı ihracatı, üretimi, istihdamı say da say…
Çok uzağa gitmeye gerek de
yok. O günleri yaşayanlar bilir.
Tavşanlı ilçesinde iki jeep vardı. Hastalıkta, adli işlerde, ulaşımda parası
olan için bu araçlar imdada yetişirdi.
Ağır hastasını zar zor Kütahya hastanesine götürebilmiş olanlar
şanslıydı. Ölenler geri getirilemeyip oracıkta defnedilmiş çok kişi vardır.
Yetmişli yıllarda benim köyümde de eni
boyu iki traktör vardı. Otuz beşlik ferguson.
Biri şerif Şükrü’nün diğeri Berberoğlu’nun. Yakın akraba tayfasından pek çokları Ziraat
bankasına neyi var neyi yoksa ipotek ettirerek alınmıştı bunlarda belki. Hey
gidi hey! Tavşanlı pazarına öteberi almak, ihtiyaçları temin için bunlarla
gidilirdi. Yollar çamur, yollar tozlu, yollar dik. Alınca rampalarında az
traktör ittirmemiştir insanlar. Hadi hep beraber kaktır, kaktır!… Perişanlık
diz boyu vesselam. Koca ülkede üretilen gırgır süpürgesinin sayısı bini
geçmiyordu kardeşim. Buzdolabı, çamaşır makinesi daha dünkü hikâye. Seksen
beşli yıllarda taksitle buzdolabı almış, öde öde bitirememiştim. Of Allahım of!
Taksitle herkese verilmeyen bir şeydi üstelik. İşletme işçisine mal satmıyordu
kimi esnaflar.. Hatırladınıüzz değil mi? O günleri yaşadık gördük. O günleri hatırladıkça bunaltılarım artar
bee..
Şimdi benim ilçemde iki kişiye bir
araç düşüyor. Yanılmıyorsam ülke geneli dörtte birdir. Evlerdeki televizyon
sayısı, buzdolabı, çamaşır, bulaşık makinelerinin yanı sıra oturma grupları
konfor gırıla..gıda çeşitliliği gani.
Köyümde bir cenaze olsa köy
sokakları araçları almıyor. Köy yolları sıcak asfalt. Vızzzt, bir hışımda
köydesin. Çamurlu yollarda çok yaya yürüdük oysa biz. Giyecek ayakkabı yoktu
ayakkabı. Her hanede bir traktör. Her
türlü tarım araç ve gereci avlularda boy boy. Kalorifer sistemleri, güneş
enerjileri sıcacık. Değme keyfine..
Orta okulu on kilometrelik yolda
kar kış yaya gidip gelerek okudum ben. Şimdiki çocuklar beslenme çantası, özel
servisler tabldot yemekler, kaloriferli pırıl pırıl sınıflar. Bilgisayarlı
akıllı tahtalar. Of of! Daha fazlası olsun mu olsun. Bunlar bile sevinmeye
yeter kardeşim. Gözü olan görmeli, dili olan söylemeli bunları.
Mahallede üst geçit çalışmaları
başladı. Maliyetli işler, önemli yatırımlar gerçekten. Geleceği öngörüyorsak
olması gereken işlerden yani. Lakin alışkanlıları bozmak zor. Uf uf! Hani Kütahyaya gelince yollar kötüleşiyordu. Kurumlar
karar vermiş, İyileşsin..Iıh! Geçit çalışmaları başlayınca şehir geçişleri
mahalle üzerinden. Vay canına! Ne çok araç varmış. Ne zenginlikmiş bu. Araç
zenginliğini gördükçe içimde sevinçler çoğalıyor. Gürültü, biraz toz, ufak
tefek aksayan yanlar var mı var. Bir şeyler olana kadar katlanacağız mecburen.
Katlanmasak? Katlanmazsak olmaz ki. Sonuçta bir adım ötesini düşünmek varsa
razıyım ben.
Geçen araçları gördükçe iç huzuru
bozulanlar, bu bakışla huzur bulmak zor kardeşim. Neyine bunalıyorsun? Yoktan
bir şey olmuyor, vardan fayda var. Model model, boy boy. Ülkemin zenginliği
ülkemin! İç huzurunu askıya almaya gere yok eften püften sebeplerle. Muhalif
mesajlar aramaya gerek yok güzel işler yapılırken. Millet memleket sevgisiyle birbirimizi
ısıtmalıyız. Kalabalığa dalınca yüzümüz
kendi yüzümüz olmaya devam etmeli. Sağlıcakla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder