Hayat sınavlarla dolu. İnsanın
sınavları olduğu gibi devletlerinde sınavları oluyor tabi. Bazen yanlışlar
doğruları silip süpürüyor. Sonuç hüsran,
karamsarlık hatta bir koca çıkmaz olarak karşımıza dikiliyor. Başarısızlık
cesaretsizliğimizi torpilliyor.
Umutsuzluğu oldum olası sevmem.
Sabrın bir ucunda umut bekler durur. Umudun tükendiği noktada cesaret biter.
Hay Allah!.. Yazı tam bir sunum gibi başladı ya.. haydi hayırlısı.
Ben konuşmaya başlayınca anam tam anlayamadı mı, “ deli bu oğlan deli
derdi” Hal bu ki pek çok ilerleme deli
saçması gibi görünen fikirlerden çıkmıştır.
Edisona ilk başta kendi karısı
deli damgasını vurmuştur. Onun için
deliliği peşinen kabulleniyorum. Evet ben bir deliyim. Deliliği kabullendiğime
göre yavaş yavaş yumurtlamaya geliyor iş. Koro halinde “ hadi yumurtla,
yumurtla!” diye tempo tutulursa daha kolay olacak ağzımızdaki baklayı çıkarmak.
Nihat Mermer’in bir oğlu oldu ya.. Pideci esnafımız kuşbaşılı
pide takmış oğlana. Takmış mı takmış. Sosyal medyada paylaştı gördük. Resimle
de ispatlı kanıtlı. Alkışlamak lazım esnafımızı. Takmayabilirdi. Esnafımızın
gösterdiği incelik benim hoşuma gitti şahsen. Bundan hoşnut olmayan da olabilir
mi olabilir.. Kuşbaşılı pide de olur mu diyen varsa kardeşimize gidip bir
fındık altın taksın. Hatta bir fazlası. Hadi görelim.
Tarım ve hayvancılık alanında bocalayıp duruyoruz. Sorunlar bir türlü
bitmiyor. Bakanlar, müsteşarlar, müdürler gelip geçiyor. Destekler, primler
vallahi gırıla. Hatta hibeler. Of of! Devlet bu alanda bir şeyler yapıyor mu
vallahi yapıyor. Yapmıyor diyen yalan söyler. Dönüm başı mazot desteği, kilo
başı buğday desteği, buzağı desteği, kilo başı karkas desteği. Yem bitkileri
desteği, tohum desteği daha neler neler. Özel İdareler tarafından yapılan destekler
desen bir başka. Say da say. Bu desteklerin hesabının içinden çıkmak da ayrı
bir bürokrasi meselesi. Bunların hesabını tutmaktan tarımcılar üretim
aşamasındaki üreticiye bilgi desteği sunmaya fırsat bile bulamıyor desem
yeridir.
Çek bir çay daha… kaç para?. Bizim meydandaki kahveci Hüseyin’de eksiksiz
noksansız bir lira. Sütün litresi
yuvarlak hesap bir lira. Buğday kilosu 80 kuruş. Etin kilosuysa elli liraya
vardı varacak. Uf uf! Et yemeyen çocuklar saf olur saf. Sütsüz lifsiz de olmaz. Hepsi de lazım yani
sağlıklı yaşam için.
Bugünler de halk arasında sıkça
konuşuluyor. Kurbanlık fiyatları uçmuş. Gitmedim görmedim pazardaki durumu ama
konuşulan bu. Konuşulanlar beni bile ürküttü desem yeridir. Bakanlık dişi sığır
kesimini yasakladı. Doğrumu doğru. Üretici et fiyatlarını görünce dişi sığırı
çoktan çıkardı bile elinden. İddia ederim bütün önlemlere rağmen kesilecek.
Yeni bir damızlık arayışı sürecini yaşayacağız ülke olarak. Bir kısır döngü ve çaresizlik velhasıl.
Çare?... Gayet basit …. Çare saha da. Çare birazcık gözlem yapmakta. İneğinden
günlük 20 kilo süt alan üretici yedirip
içirdikten sonra 600 lira kazanacak. Çık masrafları sonuç zarar. Erkek hayvanı
besleme zorluğundan daha 6 aylık olmadan elinden çıkarıyor üretici. Kim alıyor
besici. Sonuç et fiyatları tavan. Tavan yapan et fiyatları karşısında süt
ineğini satmak daha karlı geliyor üreticiye.
Kaldır kardeşim üreticiye desteği. Desteği
sadece süte ver. Hayda! bu da nerden
çıktı deyip hop oturup hop kalkan süt birliği başkanları bile olur. Kapıma bile
dayanırlar mı dayanırlar. Söz ağızdan çıktı. Geri dönüşü yok. Daha iyi fikri
olan varsa hodri meydan söylesin.
Söylerlerse de niye bu vakte bekledin diye sorarlar adama.
Sütün alımını yapan mandıracı ya da
kurum, kuruluş, şirket her kimse devlet bunlara belli destekler sağlamalı.
Vergi indirimi, elektrik indirimi vb.
Bunun karşılığı sütün alım fiyatını yüksek tutmalı. Üretici
destelenecekse sattığı sütün alım fiyatıyla desteklenmeli. Sütten para
kazanıldığını gören üretici ister istemez dişi sığıra yönelecek. Bu yönelme hem
damızlık artışına hem hayvan sayımızın artışına
vesile olacaktır.
Teknik detaylar uzmanların işi.
Benim gördüğüm desteklerin şekli tarım ve hayvancılıktaki gelişmeye engel
kardeşim.
Takı töreni… herkes sıraya.
Sağlıcakla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder